Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Deprem konutlarının fiyatları belli oldu

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de inşa edilen deprem konutları hakkında da bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Deprem konutlarının fiyatları belli oldu

Erdoğan, "İzmir'de inşa ettiğimiz konutlarımızı ilk 24 ayı ödemesiz, 216 ayı ödemeli olmak üzere 20 yıl vadeyle vatandaşlarımıza takdim edeceğiz. İzmirli depremzedeler 160-360 bin lira arasında ev sahibi olacak. Maliyetinin çok altı fiyatlarla ev sahibi yapıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına bilgilendirme yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sözlerime Cuma günü bizzat yerinde sevinçlerini paylaşacağım, İzmirli kardeşlerimle başlamak istiyorum" derken sözlerini şöyle sürdürdü:

* 30 Ekim'de İzmir'de acı bir deprem yaşadık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Depremi ilk anından itibaren hükümet olarak tüm imkanlarımızla vatandaşlarımızın imdadına koştuk. Deprem anından itibaren Bakanlarımızla, AFAD'la Kızılay'la ilgili tüm kurumlarımızla sahadaydık. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın bir an önce yuvalarına kavuşturmak için harekete geçtik.

DEPREMZEDELERE KONUT MÜJDESİ

Cumhurbaşkanı, deprem bölgelerinde yapılan konutların son durumunu paylaştı: ''Elazığ ve Malatya'da olduğu gibi İzmir'de de hızlı bir şekilde hasar tespit çalışmalarını tamamladık. Yaşanan depremin ardından Elazığ'da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy evi, Malatya'da 6 bin 287 konut ve 1555 köy evi yaparak 1 yıl geçmeden vatandaşlarımıza teslim etmeye başlamıştık. Diğer afet bölgelerinde olduğu gibi İzmir'de de aynı hızla konutlarımızı inşa ettik. Bu süreçte İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm, deprem dönüşüm çalışmalarını yürüttük. Hazırlıkları hızla tamamlayarak yıkılan evlerin yerine vatandaşlarımıza sıcak birer yuva olacak konutların temellerini 22 Şubat'ta attık. Depremden en çok etkilenen Bayraklı'nın 3 Mahallesi'ndeki toplam büyüklüğü 75 bin metrekareyi bulan 7 ayrı bölgede yatırım bedeli 750 milyon lira olan 1391 konut ve 302 dükkan inşa ettik. Bunlardan 596'sı konut ve 145'i dükkan olmak üzere toplam 741 bağımsız bölümün yapımını tamamladık. İnşallah bu konut ve dükkanları 26 Kasım'da, yani önümüzdeki cuma günü vatandaşlarımıza bizzat teslim edeceğiz."

Geri kalan 795 konut ve 157 dükkanı en kısa sürede tamamlayarak hak sahiplerine vereceklerini belirten Erdoğan, Bayraklı'da 3 milyon 800 bin metrekare büyüklüğündeki rezerv alanda depremzedeler için yatırım değeri 1,5 milyar lira olan 3 bin 649 konut ve 51 dükkan yaptıklarını da ekledi.

İZMİR DEPREM KONUTLARI NE ZAMAN TESLİM EDİLECEK?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısı ardından müjdeyi verdi. 2020 İzmir Depremi ardından başlayan konut inşasında teslim tarihini duyurdu. Erdoğan, konuşmasında, ''Deprem anından itibaren bakanlarımızla, AFAD'ımızla, ilgili tüm kurumlarımızla sahadaydık. İzmir'de de hızlı bir şekilde hasar tespit çalışmalarını tamamladık. İzmir tarihini en büyük kentsel dönüşüm çalışmalarını yürüttük. Konut ve dükkanları 26 Kasım'da vatandaşlarımıza bizzat teslim edeceğiz.'' ifadelerine yer verdi. 

İZMİR DEPREM KONUT FİYATLARI NE KADAR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de inşa edilen deprem konutlarının fiyatlarını da bildirdi. Buna göre, ''İlk 24 ayı ödemesiz olmak üzere 20 yıla yayılan bir vadeyle vatandaşlarımıza takdim edeceğiz. İzmirli depremzedeleri 2+1 konutları 160-180 bin lira, 3+1 konutları 220-260 bin lira arasında, maliyetinin çok altında fiyatlarla ev sahibi yapıyoruz.'' dedi. 

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ AÇIKLAMASI

Türkiye geçtiğimiz 19 yılda demokraside ve kalkınmada çok büyük bir değişim yaşamıştır. Bu değişimin etkilerini insanlarımızın günlük haklarından, ülkemizin uluslararası konumuna kadar her yerde görmek mümkündür. Atılan her adımın gerisinde verilen büyük mücadele ve yapılan fedakârlıklar vardır. Çok partili siyasi hayatına geçtikten sonra tek parti faşizminden beklenen, vesayeti güçlendirmek isteyenler hep olmuştur.

Kimi zaman ekonomi, siyasi kriz kimi zaman darbelerle milletimizin üstüne ağır yük bindiren bu sistemin ekonomik boyutları vardır. Yıllarca borçlanmak zorunda olan bir ülke olduk. Parlamenter sistemde hiçbir hükümetin bu şantaja karşı durabilecek gücü olamadığımız için ülkemiz siyasi istikrarsızlık batağına mahkum edilmiştir. Bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi verebilecek azme ve imkana kavuştuk.

'KURDAKİ REKABET GÜCÜ, YATIRIMDA VE ÜRETİMDE ARTIŞLA YOL AÇAR"

Yükselen enflasyon veya fiyat artışlarıyla sonuçlan ekonomik sıkıntılar elbette vardır. Fiyatlardaki düzenli artışı ifade eden enflasyonun olduğu yerde yatırım olmayacağı, üretim azalacağı, istihdam düşeceği için dengeler bozulur. Kurdaki yükselişe bağlı olarak kimi ürünlerdeki fiyat artışı yatırım, üretim, istihdamı etkilemez. Tam tersine kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde, istihdamda artışa yol açar. Ülkemizdeki durum tam da budur.

Dünyaya baktığınızda ülkelerin enflasyonu yenmek için farklı politikalar görüyoruz. Kimi faizi arttırmış, kimi döviz çıtası kullanmış. Geçmişte enflasyon sorunu bulunmayan ülkelerin ortak özelliği cari açık vermemeleridir. Cari açık olup da enflasyon yaşamayan ABD gibi ülkelerin avantajı paraların rezerv para olmasıdır. Salgın sürecinde hızlanan gelişmeler ekonomide yeni bir seyre evrildiğine işaret etmektedir.

'KÜRESEL EKONOMİ CİDDİ BOCALAMA İÇİNDEDİR'

Küresel ekonomi yeni sınamalar karşısında ciddi bocalama içindedir. Düşük faiz, dolar çılgınlığı 2008 kriziyle ortaya çıktı. Küresel ekonomideki handikaplar aşılabilmiş değildir. Hizmetler sektöründe salgın döneminde yaşanan çöküşün, imalat sanayinde duraksamaya yol açmasıyla karşı karşıya kaldık. Araştırmalar, Amerika'daki şirketlerin yüzde 17'sinin aldıkları kredilerin faizini bile ödemeyecek durumda olduğunu gösteriyor.

Dünya borsalarındaki şişkinlik, basılan fazla paranın kendisine gidecek yer bulamamasından kaynaklanıyor. Gelişmiş ülke ekonomiler ciddi enflasyon rakamları ile karşı karşıya kalmıştır. Alınan tedbirlerle üretici enflasyonu rakamlarının tüketici enflasyonu rakamlarına kısmen yansımış olması küresel ekonominin önündeki hayati sorunları ortadan kaldırmıyor.

Küresel ekonomide radikal değişiklikler olmadığı sürece faiz artırımına gitmeleri zor gözüküyor. AB tarafında parasal gelişmeye devam etme, faiz artırımından uzak durma yaklaşımı hakimdir. Çin'in de parasının değerini düşük tutmayı sürdüreceği anlaşılıyor. Karşımızdaki bu tablo bizi bir tercihe zorlamıştır. Ya ülkemizde eskiden beri hakim olan anlayışı sürdürerek, yatırım, üretim, büyüme ve istihdamdan vazgeçecektik, ya da kendi önceliklerimize göre yolumuza devam ederek tarihi bir mücadeleyi göze alacaktık. Türkiye ilk defa kendi ihtiyaçlarına bir politikayı izlemeyi tercih etmiştir.

'KUR VE FAİZ OYUNUNU GÖRÜYORUZ'

Dünyanın içinden geçtiği kritik dönemin önümüze açtığı fırsatları değerlendirmekte kararlıyız. Ülkemizi eskiden yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz, fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyor, kendi oyun planımızla devam etme irademizi ortaya koyuyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük, terör örgütleri ile mücadelemizde gördük, karşı adımımızı attık başardık. Darbe oyununda aynı oyunu gördük, milletimizle d irendik başardık.

Güçlü bir duruş sergileyerek girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından zaferle çıkacağız. İstihdamı arttırmanın yolunu yatırım, üretim, ihracat, büyümeden geçtiği konusunda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye'nin her kalkınma hamlesinin önünün darbe, vesayet, krizle kesilerek IMF, Dünya Bankası, mandacı iktisatçılarımız tarafından yönlendirmeye çalışıldığı gerçek işte budur.

Biz yüksek faiz, düşük kur düşük kur kısır döngüsü yerine yatırım, ihracat, büyüme odaklı politikamızda en doğru olanı yapmakta kararlıyız. Kurun piyasadaki hareketlerini bunun için takipte özellikle kararlıyız. Yatırım, üretim, ihracatı bunun için teşvik ediyoruz. İstihdamı gözümüz gibi koruyoruz. Büyümeyi bunun için önemsiyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz.

'FAHİŞ FİYAT ARTIŞI YAPAN FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ'

Kurdaki yükselişi izah ederek fahiş fiyat artışı yapan fırsatçılara göz açtırmayacağız, hepsinin tepesine tepesine bineceğiz. Bu politikayla biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, sonunda ne elde edeceğimizi, hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu gayet iyi biliyoruz.

Kurduğumuz her altyapının gerisindeki gayelerden biri de bugünlere hazırlık yapmaktadır. Organize sanayi bölgelerini yaygınlaştırıp, güçlendirerek ve en kabiliyetli imalat sanayimizle, üniversitelerin, araştırma geliştirme kuruluşlarını ülke geneline yayarak insan kaynağı çeşitliliğine gittik. İnşa ettiğimiz yol, köprü, tünel, havayolları, demir yolları, limanlar ile Pekin'den Londra'ya kadar uzanan bölgenin en güçlü lojistik altyapısı ülkemize aittir.

'YASTIK ALTINDA CİDDİ BİR DÖVİZ VARLIĞI VARDIR'

İhracatımızı dünyanın dört bir yanına yayarak, şirketlerimizin bu alana girmesini sağladık. Bireysel yatırımcıların, geliri döviz olmayanların d olarla borçlanmasına imkan tanımayarak kur üzerinden kumar oynanmasını engelledik. Terör örgütleriyle mücadele, afetlere müdahaledeki hızımızla ülkemizin çözüm üretme yeteneğine güveni biz arttırdık.

Bireylerin döviz borcu değil, bankalarda, yastık altında ciddi bir döviz varlığı vardır. Bankalarımızın açık pozisyonları bulunmuyor. Önemli olan burası. Bütçe performansımız oldukça yüksek seviyededir. Büyük altyapı projelerimizi önemli ölçüde bitirdiğimiz için yatırımlarda kullanmak için acil finansal ihtiyacımız kalmadı.

Turizm geirlerimiz hızla artıyor. Savunma sanayimiz ülkemizin en önemli gelir kalemlerinden birine d önüştü. Karadeniz'de bulduğumuz doğalgaz en önemli döviz giderimiz olan enerji umutlarımızı güçlendirdi. Bu yılın üçüncü çeyreğinde 2 milyon 288 bin kişi artan istihdam ve fazla vermeye başlayan cari denge attığımız adımların doğruluğuna işaret ediyor.

'FAİZ SEBEPTİR, ENFLASYON NETİCEDİR'

Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Ekonomi politikalarının aracı olan faizin seviyesini belirleyecek olan ülkenin ihtiyaçlarıdır. Enflasyonun parasal daralmalarla düşürebileceği kapalı ekonomiler dışında hiçbir karşılığının bulunmadığını gördük. Mandacı iktisatçıların ülkemizi açlığa, yoksulluğa mahkum edecek politikaları reddediyoruz. Bunun yerine sorunlarımızı kendi çözümlerimizle aşacak adımlarını atıyoruz.

Güçlü altyapı böyle bir mücadele için bize geçmişte hiç olmadığı kadar uygun bir zemin sunmaktadır. Uyguladığımız politikalarla küresel finans çevrelerin, onların içerideki tetikçilerin şimşeklerini üzerimize çektiğimizin de elbette farkındayız. Ülkemizin, milletimizin ekonomik kurtuluşu için bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayattaki etkilerini görmeye devam edeceğiz.

AŞI OLMAYANLARA ÇAĞRI

Türkiye olarak hamdolsun sağlık hizmetlerinden aşıya kadar her konuda salgınla mücadele oldukça iyi bir yerdeyiz. Okullarda eğitim sürüyor, işyerleri çalışıyor. Sahip olduğumuz bu imkanları kullanmaya devam edebilmemiz için tedbiri elden bırakmamız gerekiyor. Bizim sadece biraz daha dikkatli olup, özenli davranmaya ihtiyacımız var. Aşı olmayanların, aşısı eksik olanların bir an önce sağlık kuruluşlarına başvurması tavsiyemizi bir kez daha hatırlatıyoruz.

Ülkemizi bu musibetin sıkıntılı sonuçlarından kurtulacağına inanıyoruz. Okullarımızda eğitim bir haftalık ara tatilin ardından bugün başladı. Bu yılın sonuna kadar ülkemizde kütüphanesi olmayan okul bırakmamayı hedefliyoruz. İş gücü piyasamızın ihtiyaç duyduğu insan kaynağımızı hızla yetiştirmek için mesleki eğitim merkezlerini daha aktif kullanacak tedbirlerimizi alıyoruz.

Yıl sonuna kadar mesleki eğitim merkezi olmayan organize sanayi bölgesi bırakmamaya yönelik yoğun bir çalışma içindeyiz. Attığımız bu adımların, özellikle genç işsizliğin süratle azaltılmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu yıl yağışın bol ve bereketli olduğu bir mevsim olduğu geçirerek önümüzdeki yıl çiftçimizin daha da iyi bir yıl geçirmesini ümit ediyoruz.

Ülkemizin tarımsal hasıladan dünyadaki 10. sıradaki yerini daha da ileriye taşımak için çalışıyoruz. Kamu işçileri, memurlarının ücretlerindeki artışlarla başlattığımız çalışanlarımızı fiyat artışına karşı koruma politikamızı asgari ücretle de sürdüreceğiz. Sosyal yardımlarımızın yelpazesini genişletiyoruz. Sporcularımızın, uluslararası müsabakalarda gösterdiğ ibaşarılar hepimizi gururlandırıyor. Bu başarıların kalıcı olması için eğitim ve teşvik programlarına kadar her alanda çok önemli faaliyetler sürdürüyoruz.

'1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ'NÜ DAHA ERKEN AÇMAYI ÜMİT EDİYORUZ'

Geçtiğimiz günlerde yerinde gördüğümüz 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara Otoyolu'nu belirlenen tarihten önce hizmete açmayı ümit ediyoruz. Ülkemize kazandırdığımız kültür sanat yatırımları nesiller boyunca tüm vatandaşlarımıza hizmet verecek abide eserlerdir. Organize sanayi bölgelerimiz her biri harıl harıl çalışan üretim merkezine dönüşmüştür.

Ülkemizi büyütmek, güçlendirmek için gece gündüz mücadeleye devam ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyor bu duygularla hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla."

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0