Gazeteci ve televizyoncu Ali Erol Diker, “kendi yurdumda mülteciyim” diyor. Diker, gündeme dair yorumlarını aktardı;

“Günlerden Cumartesi.

Yarın ülkemin dağlarına gideceğim. Cennet bu güzel ülkemin ekmeğini yiyen, suyunu içen, her türlü nimetlerinden yararlandığı halde ona  ihanet eden ve al kırmızı anlı şanlı ay yıldızlı bayrağımızın altında yaşayan hain, alçak, namussuz ve şerefsizleri şikayet edeceğim ilkbahara. Bahar geldi memleketimin dağına, bağına, bahçesine, taşına ve toprağına. Renk renk açıyor tüm bitkiler, meyveler, sebzeler insanlığın hizmetine.

Dedim ya hainler, şerefsiz ve namussuz hainler var işte. Ne yazık ki misafir ve mülteci oldum doğduğum bu cennet topraklarda. İhanet edenler, yakıp yıkmaya çalışan Allah'sızlar  el üstünde tutulup ülkemin her türlü imkanlarından yararlanıp, ihanet edenler söz sahibi olunca, ben ve benim gibi düşünenler ise mülteci olduk ne yazık ki. İşte bu yüzden ülkemin ovasına, dağına, tarlasına, bağına, bahçesine ve toprağına gidip şikayet edeceğim sahip olduğum al kırmızı, anlı şanlı, ay yıldızlı bayrağımıza. Neydik ne hale geldik Allah aşkına bilen var mı aranızda ülkemin işgal altında olduğunu?

Ne kadar hain, namussuz, şerefsiz, kalleş, kin, nefret, öfke dolu kansız varsa girdi içimizde dolaşıyor özgürce. Her türlü hain ülkemize girdi, cirit atıyor, cennet ülkemizi yok etmek için aramızda ülkemizi parçalamak ve yok etmek için. Ben yarın ülkemin dağlarına çıkıp toprağıma, vatanıma, bayrağıma ve altında yaşayan ülkemin asil insanlarına kıyanları ve üzenleri şikayet edeceğim akar sularına. “Ne Mutlu Türküm Diyene!” demekten asla yorulmayacağım ve bıkmayacağım. Ne kadar alçak, kalleş, hain ve namussuzlara karşı dimdik ayakta kalmaya Yüce Yaradanım ömür verdiği sürece al kırmızı, anlı şanlı ay yıldızlı bayrağıma sahip olmak için yaşayacağıma ant içiyorum. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.”.