Bornova şube Baskani Yunus Taş ve Yonetimi Kurulu şube önünde “Kadina siddete hayir” konulu  basin aciklamasini gerçekleştirdi. Açıklamayı  yönetim kurulu üyesi; Fatma Can Tulay yaptı.

Tülay açıklamasında; “Bundan 60 yıl önce Dominikli Patria, Minerva ve Maria Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğe karşı mücadelesinden korkanlar, Mirabel kardeşleri 25 Kasım 1960’da katletti. Kadınlar, 1981 yılından bu yana her  25 Kasım’da şiddete, sömürüye, tecavüze ve cinayete karşı alanlara çıkıyor, direniyor. “Kadın cinayetleri politiktir!” demeye devam ediyor.

Bu yıl 25 Kasım’ı pandemi koşullarında geçiriyoruz ve yazık ki pandemi sürecinin cinsiyet eşitliği mücadelesinin kazanımlarını geriye düşürdüğünü görüyoruz. Öyle ki salgının ilk günlerinden bugüne 243 milyondan fazla kadının cinsel ve fiziksel şiddete maruz kaldığı, karantina kararlarının daha büyük ev içi şiddet riskini beraberinde getirdiği raporlanırken; Türkiye’de son on ayda en az 229 kadının öldürüldüğü, 122 kadının tacize uğradığı açıklanıyor. Ancak kadınlar pandemi koşullarında da sokakları, meydanları terk etmiyor; “Kadın, yaşam, özgürlük!” diyerek seslerini yükseltmeyi sürdürüyor.” dedi.

“Ev İçi Emek Yok Sayılmamalı”

Açıklamasını; “Ev içi emekleri görünmezken, çalışma yaşamında güvencesizleştirilen, ücret eşitsizliğine maruz bırakılan, haksız işten çıkarmalar ve enformel çalışma biçimleriyle yüzleştirilen yine en çok kadınlar oluyor. İşyerlerinde kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaya devam ediyor. İktidarın uyguladığı cinsiyet eşitliği karşıtı politikalar, kullandığı cinsiyetçi dil ve söylemleri kadına yönelik şiddeti olağanlaştırmaya, eşitsizliği derinleştirmeye hizmet ediyor. Kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!” şiarını yükseltiyor.

Cezasız, yaptırımsız bırakılan her türlü şiddet eylemi, “iyi hal indirimli” katiller ve tecavüzcüler… tüm bu kara tabloyu daha da karartıyor. Kadınlar “Erkek adalet değil, gerçek adalet!” diye haykırmaya devam ediyor.

Böylesi bir ortamda her türlü şiddete ve eşitsizliğe karşı kadınlar mücadeleyi yükseltmeye; başka bir dünya mümkün demeye, emperyalizm ve ataerkiye eşanlı direnmeye devam ediyor. Örgütlü mücadelenin tüm dünyada şiddete karşı en büyük mücadele biçimi olduğunu gösteren kadınlara selam olsun!

Kahrolsun emperyalizm!

Kahrolsun ataerki!

Yaşasın eşitlik!

Yaşasın Mirabel kardeşlerin mücadelesi!

Kadın, Yaşam, Özgürlük!” sözleriyle sonlandırdı.