CHP'lilerden ve Tabip Odasından ortak İzmir Şehir Hastanesi uyarısı! Ulaşıma dikkat çekildi

İzmir'de şehir hastanesi nedeniyle kent merkezindeki 5 devlet hastanesinin kapatılacağı iddialarının gündeme geldiğini açıklayan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, bu olasılığın yurttaşları kaygılandırdığını söyledi.

CHP'lilerden ve Tabip Odasından ortak İzmir Şehir Hastanesi uyarısı! Ulaşıma dikkat çekildi

Şehir hastanesinin ulaşım sorununa da dikkat çeken Kaynak, "Hastanenin kurulduğu bölge ve şehrin o bölgedeki trafik olanakları itibarıyla baktığımızda bu kadar bir yoğunluğu şu anda kaldırmasının mümkün olmadığını zaten herkes görüyor" dedi. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'in hastaneye ulaşım konusundaki "teleferik" önerisine tepki gösteren CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin de "Kalp krizi geçiren bir hasta teleferikle mi hastaneye yetiştirilecek. Belediyelerimizden şunu isteyelim, paraşütle ilgili kurs açsınlar" dedi. CHP İl Başkanı Deniz Yücel ise "Bu AK Parti'nin her alanda olduğu gibi ülkeyi ne kadar plansız, programsız, akıl ve bilimi reddederek yönettiğinin somut bir göstergesi" dedi.

İzmir'de 2014 yılında temeli atılan, 3 yıl içinde tamamlanacağı duyurulan ancak bir türlü açılışı yapılamayan Bayraklı sırtlarındaki şehir hastanesi konusunda tartışmalar ivme kazandı. CHP'li siyasetçilerin "şehir hastanesi şehir efsanesi oldu" çıkışıyla gündeme oturan İzmir Şehir Hastanesi, bu kez de mevcut devlet hastanelerinin kapatılmasına yol açacağı iddialarıyla gündeme geldi. İzmir Şehir Hastanesi nedeniyle kent merkezinde yer alan 5 devlet hastanesinin kapatılacağı ileri sürüldü.

"MEVCUT HASTANELER KAPATILMASIN, GÜÇLENDİRİLSİN"

ANKA Haber Ajansı'na bir değerlendirme yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, şunları söyledi:

"Bayraklı bölgesindeki İzmir Şehir Hastanesi'nin 2023 yılının mart ayında açılışının yapılacağına ilişkin bir bilgi var. Bu hastane 2060 yataklı, çok büyük bir hastane. 2013 yılından itibaren projelendirilerek yapımına başlanan ve 2018 yılında da açılması planlanmış bir kurumdu. Arada 2018- 2023 gibi bir gecikme süreci oldu. Bunların maliyeti, gecikmenin getirdiği olumsuzluklar v.s... Bunları elbette rakamsal olarak bilmiyoruz. Ama mutlaka bir ek maliyetin ortaya çıktığı da aşikar. Bu hastanenin açılmasıyla beraber de İzmir'de iki önemli husus gündeme geldi. Ve bu gündem giderek de ısınıyor. Birincisi; örneğin Ankara'da ve Türkiye'nin değişik yerlerinde şu ana kadar 14 şehir hastanesi açılıyorken 21 tane de daha evvel hizmet vermekte olan devlet hastanesinin kapatıldığını biliyoruz. Bunlardan da 11 tanesi özellikle Ankara'da... Ve Ankara'nın gerçekten tarihsel olarak önem taşıyan ve çok uzun yıllar şehir merkezinde, çok büyük hasta kitlelerine tedavi hizmeti vermiş olan kurumları. Örneğin Ankara Numune Hastanesi, Yüksek İhtisas Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi gibi. Tabi bunların yanı sıra başka hastaneler de kapatıldı. İzmir'deki soru işareti, hem Türkiye'de açılan şehir hastanelerinin 14 tanesinin karşılığında 21 hastanenin kapatılması... Hem de özellikle Ankara'daki kapatılan hastanelerden hareketle, acaba İzmir'de de şehir merkezinde, eskiden beri çok ciddi sağlık hizmeti vermekte olan bazı hastanelerin kapatılıp kapatılmayacağı. Bu konuda tartışmalar var. Bizim burada umudumuz, ismi geçen hastanelerin kapatılmadan restore edilmesi, iyileştirilmesi, belki yeni binalarla takviye edilmesi ve İzmir halkının alışkanlıkları ile İzmir halkına aynı yerde, aynı güçle çok daha modern koşullarda ve donanımla hizmet verilmesini istemekteyiz."

"ANKARA'DAKİ DENEYİMLERE BAKARAK BU OLASILIK KAYGILANDIRIYOR"

Kaynak, hastanelerin kapatılması iddialarının yurttaşlarda kaygı yarattığını belirtirken, şunları söyledi:

"Başta İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili bu düşünceler son derece yaygın. Bunun da nedeni, bu hastanelerde gerek donanım ve onarım ve gerekse personel takviyesi açısından uzun zamandır bir durgunluğun olması. Ve çalışanlar arasında da 'nasıl olsa taşınılacak o nedenle bu onarım ve donanım işlerine gerek yok' şeklinde genel bir kanaatin var olması. Tabii bunun yanı sıra Suat Seren Göğüs Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastanesi gibi, yeri itibariyle Alsancak Devlet Hastanesi gibi bazı hastanelerle ilgili de insanların gerçekten kaygıları var. Burada bu kaygıların ortaya çıkış nedeni, yetkililere bunu danıştığımızda bu konuda hiçbir bilgi ve belgenin kendilerine ulaşmadığını ifade ediyorlar. Ancak yine de Ankara ve diğer illerdeki deneyimlere bakarak İzmir'de de böyle bir olasılığın varlığı insanları kaygılandırmaktadır. Bizim burada İzmir Tabip Odası olarak yetkililere çağrımız şudur; elbette ki böyle büyük bir şehir hastanesinin açılması önemli. Ama daha önceki hastanelerin kapatılmadan, restore edilmesi, iyileştirilmesi, donanımlarının iyileştirilmesi ve daha iyi binalarla İzmir halkına hizmetinin devam ettirilmesi en büyük dileğimizdir."

"GÜNLÜK 70-80 BİN KİŞİLİK TRAFİK YOĞUNLUĞUNU KALDIRMAZ"

İzmir Şehir Hastanesi'ne ilişkin ulaşım sorununa da değinen Süleyman Kaynak, şöyle konuştu:

"Buradaki ikinci mesele; yeni açılacak şehir hastanesine ulaşımla ilgili kaygılardır. Buradaki kaygıların esası da şuradan çıkmaktadır; yetkili ağızlardan bu şehir hastanesinde yaklaşık 7 bin küsür çalışanın olacağı ve günlük olarak da 70- 75 bin dolayında hasta ve refakatçi potansiyelinin bu hastaneye ulaşmak durumunda olduğu ifade edildi. Bunlar değişik basın organlarında, yetkili ağızlardan ifade edildi. Şöyle düşünelim, 7 bin çalışan, 70 küsür bin de hasta dediğimizde toplam olarak bu hastanenin günlük insan trafiği 70- 80 bin civarında olacak. Hastanenin kurulduğu bölge ve şehrin o bölgedeki trafik olanakları itibarıyla baktığımızda bu kadar bir yoğunluğu şu anda kaldırmasının mümkün olmadığını zaten herkes görüyor. O kadar görüyor ki geçen hafta içerisinde sayın İzmir Valisi de bu konuda bir teleferik projesinin varlığından söz etti. Tabii nasıl bir projedir, hacmi nedir, ne kadar insanı taşıyabilir bunları bilmiyoruz. Ama bu beyandan anladığımız kadarıyla bu hastaneye ulaşımda çok ciddi bir problem yaşanacak. Ve yaşanacağı da yetkili makamlar tarafından kabul edilmiş durumda."

"FAALİYETE GEÇERSE ÇOK BÜYÜK SORUNLAR YAŞARIZ"

Kaynak, proje yapılırken altyapının düşünülmediğini belirtirken, şöyle devam etti:

"2 bin küsür yataklı çok büyük bir hastane açıyorsunuz. Bu hastanenin hasta trafiği ile ilgili öngörülen rakamlar var. Fakat bu trafiği kaldıracak bir altyapının orada planlanmamış olması ihtimali gerçekten çok üzücü ve kaygı verici. Teleferik projesinin ortaya konulması da bu konudaki kaygılar yönünden resmi makamların da bir çözüm arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Bu çok üzücü. Bu kadar büyük bir hastane, büyük bir yatırım var. Ama ulaşımı çok inceden inceye düşünülmemiş. Bu konuda çok değerli mimarlar odası, çevre mühendisleri odası ve şehir plancıları odasıyla geçmişte değerlendirmeler yaptık. Ve gerçekten bu hastanenin tam olarak faaliyete geçtiği takdirde karşılaşacağımız çok yönlü sorunlar olduğunu görmekteyiz."

"ŞEHİR HASTANELERİ SİSTEMİNDE SAYDAM OLMAYAN HUSUSLAR VAR"

Hükümetin şehir hastaneleri politikasını da eleştiren Kaynak, "Bu hastanelerin birçok yönüyle de tartışılması gerekiyor. Şehir hastanelerinin tümünü kast ediyorum. Başlangıçta 34 tane şehir hastanesi projelendirildi Türkiye'de.. Daha sonra bu 31'e, 18'e düştü. Şu anda 18 hastane hayata geçirilmeye çalışılıyor. 14 tanesi açıldı. 4 tanesi kaldı, biri de İzmir Şehir Hastanesi.. Bunlarda kamu özel ortaklığı başlı başına değerlendirilmesi gereken bir sorun. Burada birçok saydam olmayan husus var. Maliyet, yatırım tarzı, bunların işletilme süreçleri, şirketlere ödenecek kiralama bedelleri, bu bedellerin hukuki altyapısı, sözleşmeler, bu sözleşmelerin yurt dışı tahkim kurullarına bağlanmış olması gibi pek çok tartışılacak konu var. En azından şunu söyleyebiliriz; bu sözleşmelerdeki hususlar gerçekten basında da tartışıldı. Bunu siyasi partiler de zaman zaman değerlendiriyor. Eğer bu sözleşmeler gerçekten uluslararası, ki Londra Mahkemeleri diye sözler geçiyor, başka mahkemelerde değerlendirilecek şekilde sözleşmeye bağlandıysa bu şu açıdan önemlidir; Türkiye yargı egemenliğini bu alanda bir başka devlete veya bir başka yargı sistemine devretmiş görünüyor. En azından bu bile hastanelerin kuruluşunda çok üzücü bir durumdur" dedi.

CHP'Lİ GÜLTEKİN: "BELEDİYELERİMİZ PARAŞÜT KURSU AÇSIN"

CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin de merkezi hükümetin tüm icraatlarının yılan hikayesine döndüğünü ileri sürerken, "Şu an önünde bulunduğumuz şehir hastanesinin temeli 2014'te atıldı. Hatta temeli atılmış bir hastane için 2015'te tekrar bir temel atma töreni düzenlendi. 36 ayda biteceği beyan edilerek atılan bir temelden sonra yıl 2022 olmuş hala ortada bir şey yok. Bina var fakat hizmet yok. Bu binanın altyapısı, trafik sorunu, hiçbir şey belirlenmiş değil. Bu noktada yurttaşlarımıza yapılacak hizmetin her türlü destekçisi oluruz. Ancak bu hizmetten rant elde etmek için, sadece göze hitap eden bir çalışma sergiledikleri zaman da bunların karşısında dimdik durmasını biliriz" dedi.

“İNSANLARIN AKLIYLA ALAY ETMEMEK LAZIM. KALP KRİZİ GEÇİREN BİR HASTAYI TELEFERİKLE Mİ TAŞIYACAĞIZ”

AKP İzmir Milletvekili Necip Nasır'ın "hastanenin günde 70- 80 bin kişiye hizmet vereceği", İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'in de "hastaneye ulaşım için teleferik projesinin hayata geçirilebileceği" açıklamalarına da değinen Gültekin, "Bir günde 70-80 bin kişinin sirkülasyonunu kaldırabilecek bir altyapı ve yolları yapıldı mı? Önce bunu açıklasınlar. Bununla ilgili herhangi bir çalışma yok. Sayın valimiz teleferik projesini açıkladı geçtiğimiz günlerde. İnsanların aklıyla alay etmemek lazım. Kalp krizi geçiren bir hastayı teleferikle mi taşıyacağız. Hastaneye gidecek bir vatandaş teleferikle mi ulaşacak. Bu trafik bunu kaldıracak mı? Çok ciddi bir problem. Biz de ilçe belediyemizden ve büyükşehir belediyemizden şunu isteyelim. Hazır kurslara başlamışken paraşütle ilgili bir kurs açsınlar. En azından vatandaşlarımız da madem teleferik çözümü varsa paraşüt eğitimlerini de başlatalım" diye konuştu.

Gültekin, kent merkezindeki hastanelerin kapatılmasına da tepki gösterirken, "Vatandaşın yakınındaki hizmeti elinden alıp ulaşılamaz hale getiriyorsunuz. Hiçbir mantıklı açıklaması yok. Acil bir durumda yurttaşları hastaneye nasıl yetiştireceksiniz. Ödemiş'te kalp krizi geçirdi, ne yapacağız? Bekleyin şehir hastanesine gidelim. Böyle bir mantık yok" dedi.

DENİZ YÜCEL: "ŞEHİR HASTANESİNE ÖZEL ARAÇLA BİLE ULAŞIM ÇOK ZOR"

CHP İl Başkanı Deniz Yücel ise şehir hastanesinin yurttaşların sağlık hizmetine erişimini zorlaştıracağını belirtirken, şunları söyledi:

"Zira şehir merkezindeki 5 hastanenin kapatılacağı konuşuluyor. Bunu AK Parti yöneticileri ya da valilik inkar etse de doktorların, hastane çalışanlarının da dilinde. Kaldı ki hastane kapatılmasa bile bu hastanelerin hem kadrolarının boşaltılacağını hem de sağlık ekipmanlarının, teçhizatlarının boşaltılacağını biliyoruz. Atıl vaziyete sokulacak, bunun örnekleri var. Şehir hastanesinin hiçbir faydası olacağını düşünmüyoruz. Şehir merkezindeki hastanelerin bizim kaygılandığımız gibi içinin boşaltılması ya da kapatılması gündeme gelirse, Bayraklı'nın tepelerine yapılan hastaneye insanların ulaşımı dahi mümkün değil. Özel araçla bile gitmenin çok zor olduğu bir yer. Toplu ulaşım yok, metro yok, tramvay yok ve uzun bir mesafe. Özellikle uzak ilçelerden buraya ulaşım mümkün değil. Bu AK Parti'nin her alanda olduğu gibi ülkeyi ne kadar plansız, programsız, akıl ve bilimi reddederek yönettiğinin somut bir göstergesi. Dert, amaç, kaygı, insan sağlığı ya da sağlık hizmeti verebilmek olmadığı için hasta garantisi veriliyor hastaneler yapılırken. Hasta garantisiyle ya da betonlaşarak yandaşlara, müteahhitlere rant sağlamak, kazanç kapısı açmak asıl amaç olduğu için bu sorunların yaşanması normal. Biz, hem Tabip Odası ile, STK'larla hem de kendi örgütümüzle CHP İzmir İl Başkanlığı olarak gerekli mücadeleyi vereceğiz. İnsanlarımızın sağlık hizmetinden faydalanmasını engelleyen ya da zorlaştıran ne varsa düzeltilmesi için gerekli mücadeleleri sergileyeceğiz."

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0