HÜCRESEL BESLENMEDEN  KALBE

        Bizler  yaşayan bir  organizmayı oluşturan hücrelerden meydana gelmiş bir canlıyız. Bazı canlılar organizmalar örneğin amipler sadece bir hücreden oluşur. Bazı canlılar ise trilyonlarca veya daha fazla hücrelerden oluşur. Hücreler farklı boyutlarda, şekillerde, hacimlerde olabilir. Bu hücrelerin farklı farklı işlevleri olabilir. Dolayısıyla hücreler vücudumuzun temel yapı taşlarıdır. Hücreler olumlu koşullarda çalışır ve işlev görürler. İşlevlerini yerine getirebilmesi için çeşitli besin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Beslenemeyen hücreler arızalanmaya başlar hatta ölürler. Bu besinleri bizler yediğimiz içtiğimiz gıdalardan alırız.  Anadolu’da bir deyim vardır; “yediğimiz içtiğimiz ilacimiz, ilacimiz yediğimiz içtiğimiz” diye. Dolayısıyla şifa topraktan geliyor. Her türlü besin toprakta yetişiyor. Topraktaki vitamin mineral her türlü besinsel özellik bitkilere sonrada bizlere insanlara geçiyor. Bitkileri yiyen hayvanlar daha sonra onlarla beslenen insanlara topraktaki mineral özellikleri ile birlikte gıda olarak geçiş yapıyor.

        Doğru beslenmeme takibinde hücre yapılarının bozulması bazı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hücreler ihtiyaç duyduklarını elde edemediğinde vücut doğru çalışmayacak ve bir çok şey yanlış gidecek demektir. Çoğu insan hastalıkların genetik özelliklerle ilgili olup olmadığını merak eder. Aslında şöyle de düşünebiliriz hücerelerimiz DNA’larımıza bağlı olarak mı daha iyi çalışıyor yoksa bağlı olmadan mı? Mesela DNA’ları içeren tohumlar toprağa ekildiğinde zengin mineral içeren topraklarda istenen ürün alınacakken uygun ölçülere sahip olmayan kirli atıkların olduğu topraktan iyi besin almak mümkün değildir. Dolayısıyla bu da yediğimiz besinlerin toprakla olan ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu gösterir.

        Besinlerin olması gereken özelliklerin dışında yetişmesi her türlü  hastalığa zemin hazırlamaktadır. En basit  hastalıktan en kompleks hastalığa  kadar böyledir. Birçok hastalıkta olduğu gibi hayvansal gıdaların aşırı tüketimi damar hastalıklarının dolayısıyla da kalp hastalıklarının en büyük nedenlerinden biri olmaktadır. Bir arabanın yakıt deposuna şeker koyarsak araba düzgün çalışmaz. Kurulum gerektiren bir oyuncak içinde parçalarının yarısını kaybederseniz her şey yarım kalacaktır. O yüzden seçiminden sofraya  kadar yediklerimiz çok önemlidir. Hücresel düzeyde beslenme her şeydir. Özellikle kalp sağlığın temeli budur. Her şeyin hücresel düzeye kadar indiğini söylemek mümkündür. O yüzden ihtiyaçlarımızı  baştan belirlemeli ve ona göre bir disiplin içinde beslenmemizi ayarlamalıyız.

YORUM EKLE
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0