TMMOB'da 'emsal artışı' çatlağı: İleride bir deprem olursa…

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun emsal artışına ilişkin yaptığı açıklamaya neden imza atmadıklarını açıkladı. Depremzedelerin mağduriyetine vurgu yaparak emsal artışıyla riskli yapıların dönüşümünün önündeki büyük bir engelin kalktığının altını çizen Öziçer, “İlerle bir deprem olursa ve orta hasarlı binalarda kalmak zorunda olan vatandaşlar depremden sonra hayatlarını kaybederlerse ben o sorumluluğun altına girmek istemiyorum” dedi.

TMMOB'da 'emsal artışı' çatlağı: İleride bir deprem olursa…

30 Ekim 2020’de meydana gelen deprem 6.9 şiddetindeki depremde evleri ağır ya da orta dereceli hasar alan depremzedelerin ‘emsal artışı’ talebi yaklaşık bir yılın sonunda nihai olarak karşılık buldu. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilk olarak Bayraklı ile sınırlı olan emsal artışı kararının tüm kent için geçerli olması için çalışacaklarını belirtmiş ve“Kent genelinde, depremde ağır veya orta hasar görmüş binaların tamamına parsel bazında emsal artışı verilmesi teklifini, önümüzdeki ilk meclise sunacağım” açıklamasını yapmış.

Öte yandan; Emsal artışı kararına ilişkin gözler dava açılıp açılmayacağı konusunda TMMOB’ye çevrilirken TMMOB, bugün konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, yerel yönetimlerin kendi imar planlarının aksi yönünde hareket ettiği ve odalar dava açmasa dahi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dava açacağı belirtildi. 

Açıklamada, TMMOB’ye bağlı 20 odanın imzası bulunurken Jeofizik Mühendisleri ve Jeoloji Mühendisleri Odası’nın imzasının olmadığı dikkat çekti. 

Açıklamaya imza atmamaları hakkında Egepostası’na konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, depremzedelerin mağduriyetine vurgu yaparak emsal artışıyla riskli yapıların dönüşümünün önündeki büyük bir engelin kalktığının altını çizdi.

“DEPREMZEDELERLE EMPATİ KURMAMIZ GEREKİYOR”

Emsal artışıyla birlikte müteahhit ücretlerinin tolere edilebileceğine dikkat çeken Öziçer, “İl Koordinasyon Kurulu(İKK)’ndaki odalarımızın emsal artışıyla ilgili endişelerine ve soru işaretlerine biz de katılıyoruz. Ama bunun yanında… Ben Bornova Belediyesi’nde de çalışıyorum ve bilir kişilik de yapıyorum. Bu nedenle bir yıl içerisinde yüzlerce depremzedeyle muhabbet etme fırsatımız oldu. Hepsi üzgün, dertli, zor durumda. Dışarılarda kalıyorlar. O depremzedelerimizle empati kurarak olar açısından da bazı şeyleri düşünmemiz gerektiğini düşündüm ve diğer oda başkanlarımızla bu düşüncemi paylaştım. Şu anda binerce insan müteahhitlerin rantıyla karşı karşıya. Ne oluyor? Yıkıp tekrar yapmak istiyor müteahhitler ama her bağımsız bölümden 400-500 bin lira gibi bir ek ücret talep ediyorlar. İnsanların ömürleri boyunca biriktirdikleri para değil bu belki. Bunu verebilecek güçleri zaten yok. Ne yapılabilir? Nasıl kendi ceplerinden çıkamadan yeniden inşa edebilirler? Bu da emsal artışıyla olacak. Emsal artışı sayesinde müteahhitler kendi paylarını alabilecekler ve vatandaşlardan herhangi bir şekilde para almayacaklardı eğer alsalar da çok sembolik bir rakam olacaktı bu” dedi. 

“HER İLÇEDE YAPILSIN DEMİYORUZ”

Tüm ilçelerde yapılacak emsal artışı noktasında İKK ile aynı görüşleri paylaştıklarını ifade eden Öziçer, yatay yönlü ada bazında yapılama vurgusu yaptı ve şunları söyledi; “Şu anda yüzlerce bina ağır ve orta hasarlı. Bunun yanında gözle görünmeyen gizli hasarlar da mevcut. Van depremini hatırlarsak 7.2 büyüklüğündeki depremde yıkılmayan Bayram Oteli depremden bir süre sonra meydana gelen 5 büyüklüğünde bir depremle yıkıldı ve içindeki vatandaşlarımız öldü. Bayram Oteli’yle aynı durumda binalarımız var İzmir’de. Yani önümüzdeki kısa vadede 5,5.5 ya da 6 büyüklüğündeki bir depremde sağlam diye bilinen ama ufak depremlerde yıkılacak binalarımız da olabilir. Vatandaşlarımız şu anda o binaların içinde kalıyor olabilirler. Ayrıca yıkıp yeniden yapmaya güçleri yetmediği için orta hasarlı binalarda yaşayan vatandaşlarımız da var. Bunu nasıl çözeceğiz? Kentsel dönüşümü nasıl hızlandıracağız? Ada bazında bir çalışma ayrıca verilen karar. Yataya yayılacak şekilde yapılabilir. Mesela Gaziemir’in, Manavkuyu’nun, Çiğli’nin geniş alanları mevcut. Ada bazında birleştirilerek orada bu çözümün geçici olarak da olsa yapılabileceğini düşündük. Bu nedenle biz bu seferlik ‘bu düşüncede değiliz’ dedik İKK’ya. Bu karar belki inşaat sektörünü de hızlandırabilecek bir durum. Biz her ilçede yapılsın demiyoruz. Bu konuda İKK ile aynı fikirdeyiz. Çünkü Karşıyaka’nın, Konak’ın, Bornova’nın ya da diğer ilçelerimizin bitişik nizamlı çok dar sokakları var. Evet buralarda yapamazsınız bunu. Ama Çiğli, Gaziemir, Manavkuyu gibi gerçekten geniş alana yayılabilecek ada ve parsellerin olduğu yerlerde bu artışla birlikte vatandaşlarımızın mağduriyetinin biraz da olsa giderilebileceğine inanıyorum. Çünkü ilerle bir deprem olursa ve orta hasarlı binalarda kalmak zorunda olan vatandaşlar depremden sonra hayatlarını kaybederlerse ben o sorumluluğun altına girmek istemiyorum.”

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0