Tabip Odası Başkanı Çamlı: Özel sağlık sektöründeki hekimler 4B’li olmaya zorlanıyor

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, özel hastanelerde çalışan hekimlerin işverenler tarafından çalışan statüsünden çıkartılıp, şirket kurmaya zorlandığını öne sürdü. Çamlı, işverenlerin iş yasasının getireceği yükümlülüklerden kaçınmak ve mali açıdan bazı avantajlar elde etmek adına bu uygulamayı yaptıklarını dile getirerek, “Özel sağlık sektöründe hekim istihdamı, işletme açısından en karlı sözleşmelerle sağlanmaya çalışılmakta, hekimlerden, iş ve ücret güvencelerini ortadan kaldıran hizmet alım sözleşmeleri (4B) ile çalışmaları talep edilmektedir” diye ekledi.

Tabip Odası Başkanı Çamlı: Özel sağlık sektöründeki hekimler 4B’li olmaya zorlanıyor

İzmir Tabip Odası, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin haklarıyla ilgili sorunlara dikkat çekmek üzere bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

İzmir Tabip Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak katıldı.

Basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı okudu. Çamlı, 2003 yılından itibaren uygulamaya giren Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla özel sağlık sektörü yatırımlarını teşvik edici politikaların arttığını belirterek, “2002 yılında 270 olan özel hastane sayısı 2018 yılında 577’e yükselmiştir.  Bu sayı Türkiye’deki toplam hastane sayısının %37,6’sıdır. Ülkemizdeki toplam 153.000 hekimden %29.4’u özel sağlık sektörde çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

“HEKİMLERİN YÜZDE 19’U 55 SAATİN ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR”

Odaya kayıtlı olup, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerle yaptıkları anket çalışmasının sonuçlarını paylaşan Çamlı, pandemi sürecinde özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin, önceden de var olan sorunlarının daha da artış gösterdiğinin altını çizdi. Çamlı, 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre çalışma süresi haftada en çok kırk beş saat olmasına rağmen özel sektördeki hekim ve sağlık çalışanlarının 45 saatin üzerinde çalışmaya zorlandığını şu cümlelerle aktardı:

“Ankete katılanların %19’u 55 saatin %46’sı 45 saatin üzerinde çalıştığını ifade etmiştir. Çalışma süresi, çalışanın sağlığıyla ve bu anlamda fiziksel ve ruhsal bütünlüğü ile doğrudan bağlantılıdır. Uzun çalışma saatleri ve yetersiz dinlenme sürelerinin yüksek hata ve kaza oranı, stres ve yorgunluk, kısa ve uzun dönemli sağlık sorunları gibi olumsuz sonuçlar doğurduğu bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılında 194 ülkeden elde edilen verilerin değerlendirildiği bir araştırmasında, haftada 55 saat ve üzeri çalışanların haftada 35-40 saat çalışanlara göre kalp krizi riskinin % 35, iskemik kalp hastalıkları riskinin % 17 daha fazla olduğu gösterilmiştir. Özel sektörde de çalışma saatleri iş yasası çerçevesinde denetlenmelidir. Ankete katılanların %19 u COVİD 19 enfeksiyonu geçirdi.”

“1 MAYIS’TA BİLE ÇALIŞMAKTALAR”

Çamlı, özel sağlık sektöründeki hekimlerin ulusal bayram ve resmi tatillerde de çalışmaya zorlandığını ve izin kullanamadıklarını da şu cümlelerle ifade etti: 

“Ankete katılanların 47’si resmi tatillerde tam zamanlı, % 21’i ise kısmi çalıştığını belirtmiştir. Hekimlerin % 47’si 1 Mayıs’ta bile çalışmaktadır. Resmi tatillerde kamudaki gibi izin kullanılmalıdır. SGK resmi tatil günlerinde provizyon verme uygulamasından vazgeçmelidir.
Ankete katılan hekimlerin % 38’i son iki yıl içerisinde toplamda 10 günden az, % 41’i 11-20 gün, izin kullanabilmiştir. Bu kadar az izin kullanımında izinlerde gelirinin kesilmesi ve her işyeri değişiminde izin hakkının sıfırlanması önemli bir rol oynamaktadır.”
Çamlı, ayrıca ankete katılanların sadece % 35’inin günlük mesailerinde yemek ve dinlenme aralarının bulunduğunu, % 39’unun yemek aralarının olduğunu ama dinlenme aralarının olmadığını, % 24’ünün ise yemek ve dinlenme aralarının olmadığını söyledi.

“ÇALIŞAN STATÜSÜNDEN ÇIKARILIYORLAR”

Öte yandan Çamlı, işverenlerin özel hastanelerde çalışan hekimleri çalışan statüsünden çıkartıp, şirket kurmaya zorladığını da belirtti. “4B çalışma biçiminde hekim, işçi-çalışan olarak hizmet sunmasına rağmen, çalışmaya ilişkin sözleşme iş sözleşmesi olmayıp hizmet alım sözleşmesi olarak kabul edilmektedir” diyen Çamlı, söz konusu durumda çalışanın maruz kaldığı olumsuzlukları şu şekilde anlattı:

“Çalışanın iş ve ücret güvencesi ortadan kalkmakta ve işine son verilmesi durumunda kıdem tazminatı ve diğer haklarından feragat etmektedir. Çalışma sürelerine ilişkin haklardan yararlanamamaktadır. Hastalık hallerinde hastalık izni kullanamamaktadır.  Kadın çalışanlar anne olmakla ilgili izin hakkından feragat etmektedir. İş kazası ve meslek hastalığı sonucu herhangi bir yasal tazminat talep hakkı olmayacaktır. Hukuki süreçler iş hukuku ve iş mahkemelerinde değil, ticaret hukuku ve ticaret mahkemelerinde işleyecektir.”

“HEKİMLERİN YÜZDE 54’Ü AYLIK KAZANCINI YETERSİZ BULUYOR”

Özel sağlık kuruluşlarına çalışan hekimlerin ağır iş yükü altında çalıştırılmasına rağmen emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyleyen Çamlı, “Hekimlerin % 54’ü çalıştığı kurumdaki aylık kazancının yaşamı için yetersiz olduğunu belirtti. Döviz cinsinden kazanç değişimi sorgulandığında katılımcıların % 45’i 2 kat civarında azaldığını, % 27’si en az 5 kat ve üzeri azalma olduğunu, % 16’sı en az 10 kat azalma olduğunu belirtmiştir” diye ekledi.

Çamlı, ankete katılan hekimlerin % 53’ünün şu anki çalışma koşullarından memnun olmadığını aktarırken, söz konusu hekimlerin çalışma sürelerinin oldukça az olduğuna da dikkat çekti. Çamlı, “Ankete katılan hekimlerin şu anda çalıştıkları kurumlardaki çalışma sürelerine bakıldığında % 30’u 1 yıldan az zamandır çalıştığını, % 18’i 1-2 yıldır çalıştığını belirtmiştir. Bu veri hekimlerin İzmir’de sık kurum değiştirmek zorunda kaldığını, yani çalışma koşullarının iyi olmadığını ve hekimlerin sürekli bir arayış içinde olduğunu düşündürmektedir” dedi.

“SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLACAĞIZ”

Anket çalışmasının özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının durumunu ortaya koyduğunu ifade eden Çamlı, sözlerini “İzmir Tabip Odası olarak özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim arkadaşlarımızın haklarına sahip çıkma ve sorunlarının çözümü için dayanışma içerisinde olacağımızı ve birlikte mücadelemizin süreceğini bir kez daha belirtiyoruz” cümlesiyle noktaladı.

“HİÇBİR SEKTÖRDE GÖRÜLMEYEN TUHAF DÜZENLEMELER SÖZ KONUSU”

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Süleyman Kaynak ise, “Hiçbir sektörde görülmeyen tuhaf, hukuka uymayan birtakım düzenlemeler söz konusu. Her hekim kendi şirketini kurup hizmet satıyor durumda görünüyor birçok özel sağlık kuruluşunda. Hiçbir sektörde olmayan bir şey. Bütün devletle olan ilişkiler, vergi ve diğer hükümlülüklerin tümü doğrudan hekimin sorumluluğunda. Özel sektör diye tarif ettiğimiz sağlık kuruluşları konunun sadece parasal kısmıyla ilgilemiyor. Diğer hukuki, idari kısımlarıyla doğrudan doğruya hekimlerin ve sağlık çalışanlarının üzerine bırakmış durumdalar. Bu konuda da İzmir Tabip Odası olarak İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki bütün sağlık kuruluşlarında çalışan hekim arkadaşlarımızın her zaman arkasında olacağız ve onların ihtiyaçlarını hep beraber tartışarak gerekli şekilde düzenlenmesini sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0