Yapılan yazılı açıklamada “Hastanemizde hastaların sosyal statüsüne, siyasi tercihlerine, kişisel isteklerine ya da akrabalık ilişkilerine bakılmamaktadır. Kurumumuzdaki bütün iş ve işlemler de, ulusal ve uluslararası tıp biliminin öngördüğü şekilde ve belirli kurallara göre yürütülmektedir. Bu noktada; hastalığın tanı, teşhis ve tedavi süreçlerine ise sadece hekimlerimiz karar vermektedir. Dolayısıyla hastanın aciliyeti, önceliği ve hastalığın seyri hakkındaki durumu değerlendirmek, hasta-hekim ilişkisi dışında doğru değildir” denildi.

CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, gözlerini kaybetmek üzere olan 12 yaşındaki bir kız çocuğu için Dokuz Eylül Hastanesi’nden bulundukları randevu talebine olumsuz yanıt aldıklarını iddia etmişti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar aleyhine demeç verdikleri gerekçesiyle randevu verilmediğini öne süren Purçu,  Partizanca hareket ederek hasta seçmenin, insanları ayrıştırmanın, toplumu sağlık üzerinden dahi bölmenin hiçbir faydası yoktur. İlgili Başhekimliklere taleplerin reddedilmesi konusunda talimat verilmiş olması derhal dönülmesi gereken büyük bir yanlıştır” demişti.

Purçu’nun iddialarına Dokuz Eylül Üniversitesi’nden yanıt geldi. Üniversite rektörlüğünden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"AKILALMAZ BİR İDDİA"

“İzmir Milletvekili Özcan Purçu’nun bazı basın yayın organlarında yayımlanan ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanemizde çocuk hastaya randevu verilmediğine dair iddialarını içeren haberler karşısında, Dokuz Eylül Üniversitemiz Rektörlüğü tarafından açıklama ihtiyacı duyulmuştur. Konunun aslı ve özeti şudur:

İzmir’in yanı sıra; Ege Bölgesi’ne hizmet sunan DEÜ Araştırma Uygulama Hastanemizde, hastaların sosyal statüsüne, siyasi tercihlerine, kişisel isteklerine ya da akrabalık ilişkilerine bakılmamaktadır. Hastanemiz ve sağlık çalışanlarımız için önemli olan, şifa arayan herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktır. Kurumumuzdaki bütün iş ve işlemler de, ulusal ve uluslararası tıp biliminin öngördüğü şekilde ve belirli kurallara göre yürütülmektedir. Bu noktada; hastalığın tanı, teşhis ve tedavi süreçlerine ise sadece hekimlerimiz karar vermektedir. Dolayısıyla hastanın aciliyeti, önceliği ve hastalığın seyri hakkındaki durumu değerlendirmek, hasta-hekim ilişkisi dışında doğru değildir. Adı geçen vekil, hem bu gerçeği görmezden gelmekte hem de 12 yaşında kız çocuğuna randevu verilmediğini belirterek; bunu siyasete/particiliğe bağlamak gibi akıl almaz bir iddiada bulunmaktadır. 

'YEĞENİ İÇİN AYRICALIK TALEBİ' İDDİASI

Vekil, yakın zamanda öz yeğeni (Y.P.) için konumunu da kullanarak ayrıcalık yapılmasını talep etmektedir. Yaşadığı sorunlara çözüm bulunmasını isteyen hastalara her zaman yardımcı olan Rektörlüğümüz ve Hastane Başhekimliğimiz, insan sağlığı konusunda zaten hiçbir ayrım gözetmemektedir. Buna rağmen adı geçen vekil, özel gereksinimi olan bireylere ve çocuklara, hastanemizde önem verilmediğini ima etmektedir. Bu son derece yakışıksız, çirkin ve amacını aşan bir beyandır. Şu bilinmelidir ki; hastalara randevu, yakınlarının unvanına veya titrine göre verilmemektedir. Yüksek standartlarda kamu hizmeti sunan ve yoğun talep gören hastanemizdeki randevular belirli bir plan dâhilinde oluşturulmaktadır. Bu süreçte hiç kimsenin mağdur edilmesi de söz konusu değildir. 

"CEVAP VERİLMEYE DEĞER GÖRÜLMEMEKTEDİR"

Adı geçen vekilin diğer iddia ve hedeflerinin ciddiye alınacak tarafı bulunmadığından, tarafımızca cevap verilmeye değer görülmemektedir. Kendisine İzmir’in gerçek sorunlarına çözüm bulmasını tavsiye ediyor; hastalara şifa, hasta yakınlarına kolaylık diliyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”