CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Konak’ta gerçekleştirilen ‘3600 ek gösterge’ konulu basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
SÜREKLİ’NİN ‘ŞOV’ ÇIKIŞINA YANIT
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Gediz Turu’nu ‘şov’ olarak eleştirmesine tepki gösteren Yücel, “Şovu Büyükşehir Belediye Başkan’ımız mı yapmış, yoksa onu söyleyen arkadaşlarımız mı yapmış? Bence onu bir düşünmek lazım. Büyükşehir Belediye Başkan’ımız kente ve doğaya sahip çıkan birtakım somut adımlar attı. Bununla ilgili ciddi çalışmalar yaptı, yapılıyor hala. Güzel Körfez’imizde bir sandal sefasına çıkmışlar. Orada birtakım eleştiriler getirmişler. Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum” dedi.
“MENEMEN’DE YETKİ VERMEK KAMU YARARIYLA BAĞDAŞMIYOR”
Menemen Belediyesi’nin 1 Ekim’de yapacağı meclis gündeminde yer alacak 160 parselin satışı hakkında da açıklamalarda bulunan Yücel, “Bu satış Menemen’in geleceğini ipotek altına alan bir satış yetkisi. Menemen Belediye Meclisi’nin buna vize vermeyeceğini düşünüyorum. Kaldı ki bu şekilde birden fazla parsel parsel binlerce milyonlarca metrekarelik yerlerin, belediye arazilerinin satılması yasal prosedüre göre uygun değil. Bu satışların yapılması için bir şekilde kamu yararı olması gerekiyor. Toplu satış yetkisini sadece belediyeyi yöneten, belediye başkan veya başkan vekiline vermek hem kamu yararıyla bağdaşmıyor, hem de belediye mevzuatına göre doğru bir iş değil. Ben bu kararın geçeceğini düşünmüyorum. Geçse dahi yargıdan geri döner” diye konuştu.
“İKTİDAR BU KREDİNİN KULLANILMASINI İSTEMİYOR”
Kılıçdaroğlu’nun, Soyer’in depremzedeler için bulduğu 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisinin Cumhurbaşkanı’nın onayına takıldığı yönündeki sözlerine AK Parti’den gelen sert eleştirileri de değerlendiren Yücel,“Genel Başkan’ımız “Belediye Başkan’ımız yurt dışından kredi buluyor bunu bile engelliyorlar” dedi. Detaylı bir açıklama yapmıştım yakın zamanda. Bu kredinin İzmir’e gelmesi depremzedeler yararına kullanılması içinAKP iktidarının atması gereken somut adımlar olduğundan bahsettik. İller Bankası’nın yatırım programına aldırması, kredinin hazineye bildirilmesi, hazinenin hazine garantisi vermesi ve dünya bankasına bildirilmesi. Bu somut adımlar atılmadıkça bu kredi kullanılmaz. Kredi varmış yokmuş bu tartışmaları bir kenara bırakmak lazım. Dünya bankasının şu anda İzmir depremi için kullandırmaya hazır olduğu bir kredi var. Ama bu kredinin kullandırılması için iktidarın atması gereken somut adımlar var. İller Bankası veHazine özerk değil, iktidara bağlı. Bu somut adımları atması gereken onlar. Somut adımları atmayıp böyle bir kredi yok, yalan söylüyorsunuz demek siyasetin düştüğü seviyeyi gösterir. Bu kredinin kullanılmasını iktidar istemiyor bu kadar basit. Neden krediyi bulan CHP’li bir belediye başkanı. Şayet öyle olmaydı, kendi partilerine mensup bir belediye bu krediyi bulmuş olsaydı bu para aktarılmış, kredi kullanılmış olurdu” cümlelerini kullandı.
“EMSAL ARTIŞI EN DOĞRU YÖNTEM”
Yücel, Kılıçdaroğlu’nun Soyer’e ‘emsal artışı’ için verdiği talimata karşılık TMMOB’a bağlı odaların dava açacakları yönünde sinyal vermelerine ilişkin de şu yorumu yaptı: "Dava hakkı bir anayasal haktır. Genel Başkanımızın malumatı şu önde; Siyaset kurumları sorun çözer, sorun çözmek için bu görevleri yaparlar. Bizde bu sorunları çözmek için CHP ve İBB olarak bir irade oraya koyuyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi ve il başkanı da bir açıklama yaptı bunu destekleyecekler yönünde. Bu güzel bir şey... Neticede İzmir'i destekleyecek ve İzmir'in faydasına olacak bir konunu sorunun çözümü için siyasi partilerin ortak karar alıp bunu uygulayabilmesi lazım. Dava açılır açılmaz o bugünün meselesi değil. Ben inanıyorum ki, burada bir kamu yararı var. Depremde hayatını kaybeden, konutlarını kaybeden insanlar var. Onların güvenli konutlarda yaşayabilmeleri için, onların o bölgenin ya da en ağır hasar alan ilçenin veya alanın dönüştürülmesi için bir finansman yaratılması gerekiyor ve emsal artışı da bu finansmanı yaratılması için en doğru yöntem. Aslında Anayasa’mızda sosyal devlet ilkesi var. Bunu hükümetin ve devletin yapması gerekiyor ancak uygulamalara ve pratiğe baktığımızda bunu hükümetin devletin yapmayacağını bilmek için siyasetçi olmak, hukukçu olmak gerekmiyor. Bizde bu finansmanı yaratmak için adım atıyoruz. Ancak bu işin kesim çözümünde İzmir depremi ile ilgili TBMM'den özel bir yasa çıkarmaktır, bu şekilde dava açılsa da yargı engeline takılmaz"
