Başkan Soyer’den Buca Metro ihalesi iddialarına yanıt: Birinci firma…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçtiğimiz günlerde ihale sonuçları açıklanan Buca Metrosu ihalesinin işi ihalesinin en düşük teklifi veren firmaya değil, ikinci en düşük teklifi veren firmaya ihale edildiği iddialarına yanıt verdi. Kazanan firmanın uzun süren kapsamlı sorgu sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Başkan Soyer, aşırı düşük teklif vurgusu yaptı.

Başkan Soyer’den Buca Metro ihalesi iddialarına yanıt: Birinci firma…

 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, katıldığı bir canlı yayında, geçtiğimiz hafta kredi sözleşmesi imzalanan ve geçtiğimiz günlerde de ihale sonucu açıklanan Buca Metrosu’na ilişkin iddialara yanıt verdi. 

İhaleyi kazanan firmanın açıklanmasının ardından, yapım işi ihalesinin en düşük teklifi veren firmaya değil, ikinci en düşük teklifi verene ihale edildiği iddia edilmişti.

İddiaların doğru olduğunu ifade eden Başkan Soyer, nedenine ilişkin de açıklama yaptı. 

“BÜTÜN ÖNCELİKLERİMİZİ DEĞİŞTİRİYORUZ”

Son haftalarda döviz kurlarındaki ani ve yüksek artışlarla birlikte yıllardır devam eden ekonomik kriz daha da derinleşmeye başladı. Neredeyse her gün A’dan Z’ye her şeye zam gelirken vatandaşların zaten açlık sınırının altında olan haytaları daha da zorlaştı. İzmir’in ekonomik durumu hakkında da bilgi veren Başkan Soyer, İzmirlilerin mevcut durumlarını iyileştirmek için çalıştıklarını ifade etti ve şunları söyledi; “Fecaat. Gerçekten insanın içini parçalayan çok vahim bir tablo var derinleşen bir yoksulluk var. Bize senede 3-5 bin gıda paketi talebi yapılırken bu 500 bine çıktı. Biz geçen sene yaklaşık 115 milyon liralık gıda paketi yapmıştık. Bu sene 125 milyon yapacağız. Kara kış adını verdiğimiz bir paket yaptık. Bunun için de doğrudan bir hat yaptık. Bu hatta direkt başvuru yapabilir. Sadece gıda değil. Bebek maması, bebek bezi gibi yardımlarımız da oluyor. Hoş geldin bebek paketimiz var. Her şeyini veriyoruz. Eğer karşılamaya devam edemeyecekse biz devam ediyoruz. Bizim bütün yardımlarımız sürdürülebilir yardımlar. Bütün önceliklerimizi değiştiriyoruz. İnsanlar açken, evine ekmek alamayacak hale gelmişken bizim kültür faaliyetleri ya da diğer faaliyetlerle ilgili başka bir denge yakalamamız gerekiyor. Bir yandan da onların hayatını kolaylaştıracak şeyler yapmamız gerekiyor. Bu yüzden fuar yapıyoruz. 12 fuar yapıyoruz. Oteller doluyor, muazzam bir ticaret hacmi doğuyor. Mesele süt fabrikası dedik. Bu, küçük üreticiyi desteklerken bir yandan da istihdam sağlanıyor.”

“BÜYÜK BİR KRİZİN EŞİĞİNDEYİZ”

Ekonomik koşullarını azaltmak için gerekli kaynak ve imkanlara sahip olunduğunu ifade eden Balkan Soyer, mevcut koşulların vahametini anlatan bir örnek verdi ve “Zeytinden palmiyesine incirinden avokadosuna her ürünün yetişebileceği olağanüstü topraklar. Ne oldu da biz sütü, peyniri ekmeği konuşur hale geldik. En azından İzmirlilerin içi rahat etsin. Asla onların kılına zarar verecek ve onlara zarar verecek bir şeye izin vermeyeceğiz. Belediyemizin bütün imkânlarını onların yaşam standardını düzeltmek için seferber edeceğiz. Bize 181 bin 221 üniversiteli üniversite mezunu İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne iş için başvuru yapmış. Bunun 628’i doktora 11 binden fazlası yüksek lisans mezunu. İşsizlik bu durumda. Bu tablo feci bir tablo. Büyük bir yoksulluk, işsizlik ve ekonomik krizin eşiğindeyiz. Ama bizim kaynaklarımız o kadar büyük ki… İzmir olarak da biz buna muktediriz. Biz, insanımızın canı yanmadan yaralarını sarabiliriz Aralık sonunda yeni bir kampanyayı devreye sokacağız. Komşusu açken tok yatan bizden değildir ya… Depremde yapmıştık. Aralık ayında yine yapacağız. Bu sene zor geçecek. Kara kış kapıda. Biz İzmirlilerin yanında olmaya ve yüzlerini güldürmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

“BİR NARLIDERE METROSU KAYBETTİK”

Döviz kurlarındaki aşırı artış ve ekonomik krizin belediyelerin ekonomik durumunu da olumsuz etkilediğinin altını çizen Başkan Soyer, “O gün 9,5 liralardan 13 liralara çıktı ya. Biz o gün 3,5 milyar lira kaybettik. Bir metro hattı yaptırabilecek parayı kaybettik. Bizim Narlıdere metromuz 2,8 milyar lira. 1 gecede 3 milyar kaybettik. Bir Narlıdere metrosu kaybettik. Biz belediye olarak yoksulluktan, krizden her şeyden nasibimizi alıyoruz. Ama şunu söyleyebilirim: İBB’nin bütçesi uluslararası ve ulusal düzeyde ekonomik güvenilirliğini koruyor. Bizim mecliste çoğunlukta olmamızın da avantajı var. Biz bütün bu ekonomik koşullara rağmen yatırım yapmaktan vazgeçmiyoruz. Doğru yatırım alanları seçiyoruz. Metro ve süt farikası gibi. Bunlar aynı zamanda istihdam ve ekonomik canlılık demek” dedi.

“SORGULAMA YAPMAMIZ GEREKTİ”

İzmir’in en büyük yatırımlarından olan ve demiryolu ulaşımını geliştirmede önemli bir sac ayağı olan Buca Metrosu’nun ihalesini kazanan firma geçtiğimiz günlerde belli olmuştu. Firmanın açıklanmasıyla birlikte ihalenin en düşük teklifi verene değil, en düşük ikinci teklifi verene verildiği iddiası ortaya atılmıştı. İddialara yanıt veren Başkan Soyer şunları söyledi; “Biz 490 milyon euroluk bir kaynak bulduk. Üstelik de krizin patladığı gün biz Fransız Kalkınma Ajansıyla 125 milyon euroluk bir anlaşma imzaladık. Bunun üzerinde bir o kadar da metro araçları için bütçe koymanız lazım. Bu ekonomik krize rağmen İzmir’in en büyük yatırımını yapıyoruz. Bu kredini ödemesi inşaat bittikten ve haraketlilik başladıktan sonra olacak. Bu para İzmir’e girdiği anda o hatta insanlar çalışmaya başlayacak. İhalemiz bitti. 9 teklif gelmişti bunlardan en düşük 2 tanesinin sorgulamasını yapmamız gerekiyordu. Aşırı düşük denen bir şey var ihale sisteminde. Diyelim ki siz 10 lira maliyetli bir şey için ihaleye çıkıyorsunuz ama 2 lira veriliyor. Biz de bun sorgulamalıyız. Biz bu iki firmayı sorguladık. Bunun yanında Avrupa Yatırım Bankası’na söyleyip denetim yapmalarını istedik. Bağımsız bir şekilde bir değerlendirme yaparak bize gönderdiler Biz o en düşükten birini eledik, diğerine ihaleyi vermeye karar verdik. Buna ihale komisyonumuz karar verdi. Avrupa Yatırım Markası değil. Gülermak Firması kazandı. Narlıdere Metrosu’nu da yapan firma.”

“İZMİR TALEP OLAN BİR ŞEHİR”

İzmir’deki fahiş kira bedelleri ve önlenemeyen kira artışına ilişkin de konuşan Başkan Soyer, “İzmir, dünyada üst sıralarda kirası artan kentler arasında. Bir yandan bununla iftihar ediyoruz ama bir yandan da gözümüz korkuyor. Çünkü İzmir, acayip bir talep olan şehir. Ama bizim işimiz bunun için gerekeni yapmak” ifadelerini kullandı.

“DEPREMZEDELERİMİZİN YANINDA DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ” 

İzmir’in deprem gerçekliği ve depremzedelerin mağduriyetleri üzerine konuşan Başkan Soyer, “Biz bir dernek kurmalarını çok istemiştik. Çünkü biz seslerinin daha gür çıkmasını ve sürdürülebilir bir şey olmasını istiyoruz. Bir depremzedeler derneği kuruldu ve bu şekilde onlarla daha sıkı bağlar içerisindeyiz. Biz, İzmir’in dirençli bir hale gelmesi için çalışıyoruz. Bu kentte yaşayan herkesin yaşadıkları kente ve binaya güven duymaları gerekiyor. Tepeden tırnağa her binamızın analizini yaptık. Yer altının röntgenini çekiyoruz. Fay hatlarının güncellemesini yapıyoruz. Bir yandan gece kondularımız için kentsel dönüşüm bir yandan yürüyor. 2 alanda kentsel dönüşüm projemiz var. 3 yerde daha başlayacağız. Bunlarla ilgili çalışmalarımız da tamamlandı. Biz ekonomik krizlerden fırsat yaratmaya çalışıyoruz. Onların refahını artırmak ve yaşam kalitelerini yükseltmek için devam edeceğiz. Depremzedelerimizin yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

İZMİR’İ TEMSİLEN GİTTİK

4 Aralık tarihinde gerçekleştirilen CHP Mersin mitingine ilişkin izlenimlerini paylaşan Başkan Soyer, “Miting olağanüstü çok sesliydi. Çok coşkuluydu. İnsanlar birbirleriyle kucaklaşmaya susamışlar. Ben yalnız gitmedim. 4 Büyükşehir ve İzmir’deki bütün ilçe başkanlarımızla birlikte gittik. Biz memleketin sesiyiz çünkü. Biz de İzmir’i temsilen gittik ve çok güzel oldu” dedi.

İSİMDEN ÇOK SİSTEM KONUŞULMALI

Bugüne kadar sıkça sorulan ve miting sonrasında yeninden alevlenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adayı olup olmayacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Başkan Soyer, “Olabilir, olmalı da. Ben bununla iftihar ederim. Keşke olsa. Benim adayım odur. Ama şu var: İsimden fazla sistemin konuşulması gereken durumdayız. Bakın, 18-24 yaş arası bütün gençlerimiz yurt dışına gitmek istiyor. Nasıl bir sistem kurmalıyız, ne hale gedik de bu oldu? Asıl konuşulması gereken budur. İsimlerden ziyade nasıl bir yönetişim sistemi kurulmalı. Bu konuşulmalı Ama tabi ki de biz Genel Başkanımızın aday olmasından onur duyarız” diye konuştu.

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0