Değerli Ege Ajans takipçilerimiz, bugünkü köşe yazımda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay'ın serzenişlerinden söz edeceğim. Şahsi görüşlerimi ve İzmir halkında oluşan bazı algıları da dile getireceğim. Sayın Tugay, İzmir'e atandığından bu yana vatandaşlarda bir güven duygusu oluşmadı. Bunun temel nedeni, Cemil Tugay bir anda "ben değişimden yanayım çıkışıyla" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Bu elbette partinin kararıydı. Buna da saygı duymak gerekir. Kısacası, İzmir'de hiç kimsenin beklemediği bir zamanda Sayın Tugay, İzmir Büyükşehir Belediye başkanı oldu. Bu durum CHP camiasında belli kesimleri şaşkına çevirdi.
Bugün, Sayın Tugay'ın icraatları sürekli olarak tartışmaya açık. Hatta kamuoyunda yer yer acaba Sayın Tugay, AKP'ye mi geçecek iddiaları basının gündeminde yer aldı. Ben şahsen böyle bu iddialara hiç inanmadım. Ancak belli kesimlerin bu iddiaları hep gündemde tutmaları da işin bir gerçeği. İzmir gibi büyük bir metropol şehrin elbette derin sorunları var. Bu sorunlar geçmişten gelen ve bugüne kadar biriken ciddi sorunlar. Bunu da söylemek gerekir. olayın diğer kısmına bakacak olursak, Cemil Tugay, kendini ve yaptığı icraatları yeterince dile getiremiyor. Bu da kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturuyor. Tugay, çoğu kez serzenişlerde bulunuyor. Diyor ki belediyede 4 bin fazla insan çalışıyor. Bu kadar kadronun fazla olduğunu ifade ediyor. geçmiş dönem belediye başkanlarını da kadroları şişirmekle eleştiriyor. Ancak, bu eleştiriyi yapan Sayın Tugay, işbaşına geldikten sonra 2 bin kişiyi işe aldığı da kamuoyunda söyleniyor. Böyle olunca, Tugay'ın yaptığı eleştiriler onu haklı bir konuma getirmiyor. Tugay büyükşehirde en az 2 bin güvenlik görevlisi olduğunu da dile getiriyor. Bu sayının oldukça fazla olduğunu söylüyor. Bahsi geçen bu sayıların ne kadar gerçek olup olmadığını biz elbette bilemeyiz. Bazı bölümlerin ve müdürlüklerin kapanmasına rağmen boş oturan ve hiçbir iş yapmayan elemanların olduğunu söylüyor. Peki sormazlar mı bu elamanları vasıflarına göre birimlere kim dağıtacak? Bu serzeniş yerine hiçte oturmuyor.
Sayın Cemil Tugay, iş alımlarında kendisine yukarıdan sürekli talepler geldiğini, partinin milletvekilleri, bu konuda bana bir nevi baskı uyguluyor. Mesela Veli Ağbaba arıyor, Sezgin Tanrıkulu arıyor, Zeynel Emre arıyor. Bu talepleri yerine getirmek zorunda kalıyorum. Aksi durumda kırgınlıklar ortaya çıkıyor. Ben kimseyle kırgınlıklar yaşamak istemem. Cemil Tugay'ın bir serzenişi de iktidara: Önemli projelerimiz var. Ancak bu projeleri yeterli finans gücümüz olmadığı için çözemiyoruz. Önemli yurt dışı krediler buluyoruz. Ödemesini belediyemiz üstlensin diyoruz. Ancak ilgili bakanlık bu projelere onay vermiyor. Bu kabul edilecek bir şey değil, doğru da değil. Diyor. Cemil Tugay. Bir serzenişte yine iktidara. Geçmişten gelen belediyenin SGK borçları üzerinden iller Bankası kanalıyla gelen paralar büyük oranda kesiliyor. Bu durum sadece CHP belediyelerine uygulanıyor. Bu durum elimizi kolumuzu bağlıyor. İş üretmemizi engelliyor. Bu kabul edilmez bir haksızlık... Şimdi bir başka konuya dönelim. Cemil Tugay bu kadar serzeniş de bulunuyor ve haklı yönleri elbette var. Peki İzmir halkının Sayın Cemil Tugay'a bakış açısı nedir acaba? İzmir halkının SERZENİŞLERİ yok mu? Hem de çok... Mesela İzmirli soruyor!.. Türkiye'nin en pahalı suyu neden İzmir'de... Bunun gerekçesi ne? İzmir halkı bu konu da Sayın Tugay'dan bir açıklama bekliyor. Dr. Cemil Tugay sık sık emekçilerle, işçilerle karşı karşıya geliyor. İşçiler haklarının yetine getirilmediğini söylüyorlar. Çıplak maaş ödeniyor. Diğer haklar yerine getirilmiyor. Bu durum işçilerde gerilim yaratıyor. İş motivasyonunu bozuyor. İşçi haklarını tam alamayınca sendikalar devreye giriyor. Çıplak ayakla işçiler yürüyor ve tepkilerini ortaya koyuyorlar. Soruyorum kim haklı? İşçi ve emekçi ile uğraşılmaz. Bunun sonucunda hem CHP'si zarar görür, hem de İzmir halkı zarar görür. Bunu açıkça ifade etmemiz gerekiyor. Vatandaşa sorulduğunda, memnuniyet eksikliği kesin var. Bu bir gerçek. Vatandaş şöyle diyor: İzmir gelişmemiş bir kent görünümünde. Modern bir kent görüntüsü yok. İzmir neden bir Ankara gibi gelişmiyor? İstanbul gibi gelişmiyor? Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da ki hayati projeleri, Mansur Yavaş'ın Ankara'da ki hayati güzel projeleri, Adana'da Zeydan Karalar'ın hayati projeleri halkta karşılık buluyor. Bu Belediyelerin memnuniyet anketleri çok yüksek çıkıyor. Neden İzmir bu kadar geri kalıyor? Bu algılar da İzmir halkının Sayın Cemil Tugay'a serzenişleri.. Bir başka şey şu; Cemil Tugay iyi bir kadro kuramadı algısı toplumda yüksek. Üst bürokratlar liyakata göre yerine yerleştirilmiyor. Sürekli yer değiştirmeler önemli rahatsızlıklar yaratıyor. Bugün atanan bir daire başkanı, bir genel müdür veya bir bürokrat yarın görevden alınıyor. Bu durum belediyenin işlevini olumsuz etkiliyor. Güven bunalımı oluşturuyor. Son söz: Özünde Dr. Cemil Tugay iyi bir insan. Adı yolsuzlukla asla anılmıyor. Ancak bunlar yetmiyor. İştir kişinin ayinesi lafa bakılmaz. Umarım her şey daha iyi olur. İzmir halkının beklentisi de budur. Önümüzde daha 3 yıl var. İzmir'in sokakları, caddeleri umarız pırıl pırıl olur. Halkın beklentileri umarım tek tek yerine getirilir. Umudumuz budur...