Mecliste Dünya Bankası kredisi tartışması! Boztepe ile Soyer karşı karşıya

İzmir'de yaşanan 30 Ekim 2020 depreminin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin orta hasarlı yapılar için anlaşmaya vardığı ifade edilen 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi hakkında AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin "Eğer ki biz bir yerde bir kelimeyi söylüyor ancak başka bir yerde başka bir şey söylüyorsak, buna hukuk dilinde sahtekarlık denir. Siyaseten de bazen bir dediğimizin sonra tam tersini söylersek buna da siyasi kalpazanlık" ifadeleri meclisi gerdi.

Mecliste Dünya Bankası kredisi tartışması! Boztepe ile Soyer karşı karşıya

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül ayı olağan meclis toplantısının ilk oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı.

Gündem dışı söz alan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedeler için anlaşmaya vardığı ifade edilen 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi için söylediği 'siyasi kalpazanlık' ve 'dolandırıcılık' sözleri mecliste tartışmalara neden oldu.

"10 YILLIK SÜREÇTE SİZDE 3-4 SEFER KATILMIŞTINIZ"

AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Salonumuz bomboş. Siz olmadığınızı zaman 15-20 kişi ile meclis bitiyor. Geçmiş yıllarda da vardı ancak bu kadar çok olmuyordu. Belediye başkamızın bir kısmı burada ancak birçoğu yok. Sizde 10 yıl belediye başkanlığı yaptığınız süreçte 3-4 sefer katılmıştınız. 1 kez meclisten erken ayrıldım onda da kendimi kötü hissetmiştim. Mavişehir Projesi ile ilgili yıllarca su basmıyordu ancak geçen yıl büyük bir su baskını oldu. Sanırım daha önce yapılan pompa ile ilgili. 9 basamak ile yukarı çıkıyoruz. Denizin önüne büyük bir set yaptık. Bu şekilde su baskınını biz koruyacaksak ve bu projeyi öveceksek körfezin kirliliği ile ilgili körfezi dolduralım kokudan da kurtulmuş oluruz. Buradaki su baskını böyle olmamalıydı. Mavişehir'in önüne kocaman bir set yapıldı. Bu projelerle olmaz. Başkanımız bir paylaşım yaptı. Peynircioğlu Deresi ile ilgili. Bu mahallenin muhtarı. Ancak bu konuşmanın öncesi var. Bu paylaşımı yapan kimse bunun öncesini de versin. Bu saatte gidin ve derenin halini görün. Çiğli arıtma ile ilgili bir paylaşımınız var. Bu güzel söyleminiz doğru ancak daha önceki konuşmalarınızda ise deniz kendi kendini temizler diyorsunuz. Biz o zaman da söyledik. Körfez temiz tutacaksak demek ki şu an körfezi kirletiyoruz. Arıtma olmadığı ve denize atık suyu deşarj ediyoruz diye" dedi.

BOZTEPE’DEN SERT SÖZLER: BU SİYASİ KALPAZANLIKTIR

340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisiYle ilgili konuşan Boztepe, "Devamlı gündemde olan deprem kredisi ile ilgili…  Büyükşehir belediye başkanımızın yaptığı açıklamalar var. Sözcü Gazetesine verdiği demeçte krediden bahsetmiş ancak kendisi böyle bir kredi başvursu olmadığını söylemişti. Mecliste zaten böyle bir kredinin olmadığını biliyoruz. İl Başkanı Deniz Yücel'de bir açıklama yapmış ve hem dünya bankası kredisi hem emsal artışı ile ilgili bir konuşma yapmış. Biz depremden sonra K alanları ile ilgili konuşurken bu emsal artışını önermiştik. Önümüzdeki ay AK Parti grubu olarak bu önergeyi vereceğiz. Eğer ki biz bir yerde bir kelimeyi söylüyor ancak başka bir yerde başka bir şey söylüyorsak, buna hukuk dilinde ‘sahtekarlık’ denir. Siyaseten de bazen bir dediğimizin sonra tam tersini söylersek buna da ‘siyasi kalpazanlık’ denir. Cumhurbaşkanlığında beklenen kredi yok. Biz bu parayı alsak dahil evi yıkılan vatandaşa bu konutları mı yapacak? Yapamaz… Bu krediden bahsediyorsunuz ve insanlar bir umuda bağlanıyor. Sanıyor ki bu kredi gelecek ve bu insanlar evlerine kavuşacak… Nasıl olacak bu?" diye konuştu

SOYER, DÜNYA BANKASI KREDİ SÜRECİNİ ANLATTI

AK Partili Boztepe'nin konuşmasının ardından söz alan ve 'Siyasi kalpazanlık' iddialarına yanıt veren Başkan Soyer, "Dünya banaksı ile ilgili görüşmelerimiz pandemi öncesi Ocak ayında Washington'da gerçekleşti. Hüsnü Bey’e teşekkür ediyorum derli toplu anlatma fırsatı verdi. Anlattığım da ‘siyasi kalpazanlık’ nedir onu da herkes anlayacak. Pandemiden 2 ay önce Dünya Bankası yetkilileri ile oturduk, müzakereler ettik. İZSU başka diğer ihtiyaçlar üzerinden konuştuk ayrı ayrı heyetler ile. Bir ara gündemi kentsel dönüşüme getirmek istedim dediler ki bunla başka bir ekip ilgileniyor ve onlarla buluşalım. Diğer gün bu ekip ile bir araya geldik. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vasıtası ile 3 şehre 500 milyon dolarlık kredi sağlamak için görüşme yapıyoruz. Bunlar Tekirdağ, Manisa ve Kahramanmaraş… İzmir bunların içinde yok. Fakat bizim anlattığımız kentsel dönüşüm modelinden etkilendiler ve dediler ki; ‘Biz Martta İzmir'e geleceğiz. Çünkü bizim tüm dünyaya sunmak istediğimiz kentsel dönüşüm modeli yok. Sizin anlattığınız model dünyaya örnek olabilir’ dediler ancak pandemi çıktı gelemdiler. Fakat 30 Ekim depreminden sonra Dünya Bankası yetkililerini aradım. Burada yeni bir durum var. Bizim ciddi şekilde hasar görmüş binalarımız var. Gelin bize kentsel dönüşüm ile ilgili kaynak açın. Dediler ki; ‘Kentsel dönüşüm başlığı adı altında bir kaynak ayıramayız ancak acil kaynak başlığından bir kaynak yaratabiliriz’ diye. Bize nedir ihtiyaç dediler biz de 250 milyon dolar dedik.” 

TOP HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞINDA!

Soyer sözlerine şöyle devam etti:

"Benim bütün bu deprem krizi süreci boyunda öğrendiğim bizim afet mevzuatımız ağır hasarlı binalar ile ilgili güzel bir finansman getiriyor. Ancak orta hasarlı binalar ile ilgili finansal çözüm yok. Sadece 1 yıl içinde güçlendirme yapmanız lazım deniliyor. Orta hasarlı yapılar ile ilgili ciddi bir sorun var. Oysa vatandaş için orta hasarlı ile ağır hasarlı arasında fark yok ikisi de oturulamaz durumda. Biz bu boşluğu düşündüğümüz için 250 milyon dolarlık bedelle 5 bin 238 konut için bir adım attık. Dünya Banaksı yetkilileri olağanüstü bir refleks göstererek çok büyük bir çalışma başlattılar. Burada sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi değil Hazine Bakanlığı ve İller Bankası uzmanlığı ile 2 yıl sürecek süreç 4 ayda tamamlandı ve rakam 340 milyon dolarlık kredi mutabakatına varıldı. Dünya Bankası Türkiye Koordinatörüne açıp sorun var mı böyle bir şey… Sonuçta 340 milyon dolarlık kredi mutabakatına varıldı. Fakat üzerinde 2,5 ay geçtikten sonra biz geri dönüş almadığımızı için Cumhurbaşkanımız İzmir'e geldi ve kendisine bunu anlattım. Kendisi de ‘arkadaşlarım ile konuşacağım’ dedi. Ben de olumlu bir iklim olduğunu düşündüm. Üzerinden aylar geçti ve ben dedim ki; Bunu siyasi bir rant elde etmek içinde değil İzmir'e faydalı olsun diye yapıyorum dedim ve bunu AK Partili arkadaşlarla konuşup onların desteğini istemeliyim diye düşündüm. Oturup konuştuk anlattık onlarda ‘bu işe destek olacağız’ dediler. İmzalanmış bir şey yok. Ancak bunun imzalanması için Cumhurbaşkanlığı’nın önüne koyacak Hazine ve Maliye Bakanlığı ancak Cumhurbaşkanlığı’nın önüne koymuyor. Eğer koysa onaylansa bu para İzmir'e gelecek. Hazır bir mutabakat var. 2 sene önce 3 şehirle yapılan mutabakat benden 1 sene önce başlamış ve hala sürüyor. 500 milyon dolar ile ilgili mutabakata varılmış değil. Ancak biz 340 milyon dolarlık krediyi 4 ay içinde çıkardık. Bunu sadece İBB olarak biz değil Bakanlık ve İller Bankası ile yaptık. Sonuçta bu para çıktı ve duruyor orada."

“KALPAZANLIK, SAHTEKARLIK BUNUN NERESİNDE?”

Dünya Bankası krediyle ilgili “Ne siyasi bir şov anlayışımız var ne de başka bir amacımız var” diyen Başkan Soyer "Birinci uzmanlarımız bir kısmı düşündüler ki 500 milyonun içinden bu para ayrılacak ve düşündükleri proje ortadan kalkacak diye. Bizde böyle bir şey olmadığını söyledik. Ancak bir süre bundan geciktiğini düşünüyorum İkincisi de belediyelerin yurt dışından bulduğu kaynağa Hazine garantisi vermesi konusunda hükümetimiz buna olumlu bakmıyor. Bu doğru mu değil mi bilmiyorum ancak bildiğim bir gerçek var. Bu kredide mutabık kalınmışken İzmir bundan faydalanamıyor. Kalpazanlık, sahtekarlık bunun neresinde? Burada sadece bir hüsnüniyet vardır ve biz bunun arkasından koşmaya devam edeceğiz. İzmir'e Türkiye'ye güvenilmiş. Dünya Bankası böyle bir kaynak ayırmaya karar vermiş. Kredide mutabıkız. Tek eksiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin onay vermesi. Burada başka bir dert yok. Ne siyasi bir şov anlayışımız var ne de başka bir amacımız var. Bunun bir bölümü İBB insanın yapılmasında da kullanılacak. Ancak 5 bin 800 orta hasarlı bina ile ilgili 5 yıl geri ödemesiz 25 yıl ödemeli bir kaynak yaratacağız. Bu Türkiye ekonomisi için bir kazançtır. Biz bunu takipçisi olmaya devam edeceği. Ben burada kimseyi suçlamıyorum. Ben sadece bildiğim kadarıyla söylüyorum. Ben bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. 4 ay gibi bir sürece bu tutarı elde etmek bir başarıdır. Bu İzmir ve Türkiye için bir başarıdır." dedi.

KAPANIŞTA GERGİNLİK!

Soyer'in konuşmasının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın söz istemesine rağmen Hızal'a söz vermeyip Meclisi kapatması sonrası Hızal, Soyer'e tepki gösterdi.

Hızal'ın tepkisi üzerine oturum sonrası konuşan Başkan Soyer ,"Ben size son söz diye sordum" ifadelerini kullanırken, Hızal ise Soyer'e "Sizin bunu sormanız önemli değildir. Ne söyleceğimiz bile bilmiyorsunuz" dedi. Yeniden Hızal'a hitap eden Soyer ise"Ben sordum siz kaldırmadınız" ifadelerini kullanırken, tartışmalara AK Partili Boztepe de dahil oldu. Soyer'in salondan ayrılacağı sırada konuşan Boztepe, "Belli oldu başkanım" dedi. Boztepe'nin söylemi üzerine durarak Boztepe'ye dönen Soyer ise "Ne belli oldu?" diye sordu. Soyer soru üzerine salondan ayrılırken Boztepe ise "Bırakmadınız konuşalım, rezillik!" diye yanıt verdi.

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0