Kılıçdaroğlu o fabrikanın temelini attı, açılış tarihini de verdi!

Yaklaşık 120 kişiye iş imkanı sağlayacak İzmir Büyükşehir Belediyesi Baysan Süt İşleme Fabrikası'nın temel bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı törenle atıldı. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, iktidarın mevcut tarım politikalarıyla üreticiyi krize sürükleyerek üretimi bitirdiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu o fabrikanın temelini attı, açılış tarihini de verdi!

Bir dizi programa katılmak için İzmir’e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir ziyaretinin ikinci gününde 120 kişiye istihdam sağlayacak olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Baysan Süt İşleme Fabrikası Temel Atma Töreni’ne katıldı.

Törene Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gülizar Biçer Karaca ve Ali Öztunç, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, CHP İzmir milletvekilleri, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar belediye başkanları, ilçe başkanları ve CHP İzmir İl Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

Törende konuşan Kılıçdaroğlu, iktidarın üretim politikalarını sert sözlerle eleştirirken CHP iktidarında çiftçilerin borçlarının faizlerinin silineceği sözünü verdi.

“İZMİR’DE ÜLKE TOPRAKLARIMIZIN BU SESSİZ İŞGALİNE BAŞKALDIRDIK” 

Törenin açılış konuşmasını yapan Başkan Soyer, Türkiye’nin mevcut tarım politikalarının değişimine İzmir’den start verdiklerini ifade etti ve “Tarım, İzmir ve Türkiye’nin can damarı. Ovaları, dağları ve yaylalarıyla Anadolu ve Trakya bugün bizi besliyor. Biz korudukça bu topraklar çocuklarımızın da rızkını verecek. Türkiye’de tarım 20 yıla yakın bir süredir küresel tarım şirketlerinin istediği şekilde şekilleniyor. Yakın zamanda ata tohumlarını ektiğimiz ata topraklarına artık ithal tohumları ve ilaç diye satılan zehirleri satıyoruz. Kuraklık ve yoksulluk biçiyoruz. Biz İzmir’de ülke topraklarımızın bu sessiz işgaline başkaldırdık. Birkaç holdingleşmiş tarım Şirketi yerine yüz binlerce küçük üreticimizi destekliyoruz. Yerli ve milli bir tarım ekonomisi kuruyoruz. İBB kendi imkânlarıyla Türkiye’de ilk defa Tarımsal Stratejik Planlama Sistemi’ni kurdu. Bunun nedeni çiftçimizin kendini güvende hissettiği bir gelecek tesis etmek. Çiğli ilçemizin Sasalı Köyü’nde kurduğumuz İzmir Tarımı Geliştirme Merkezimiz İzmir tarımı için kısa, orta ve uzun soluklu planlar yaparken Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. Burada tohumun tarlaya düşme anından satışa, ihracata ve kırsal turizme kadar uzanan 6 ayaklı bir eylem planı uyguluyoruz. Bir yandan merkezimiz üretimin AB Yeşil Mutabakat Düzenlemesiyle uyumlu yeni kurallarını tarif ederken diğer yandan İBB ve Baysan ayni yardımlar ve alım garantisiyle üretimi destekliyor” dedi.

“KÜÇÜK MENDERES’İN ÜRETİCİLERİ, KİMSENİN UCUZ DÖKME ÜRÜN TEDARİKÇİSİ DEĞİLDİR”

Yeni tarım stratejisiyle yerli üretimi desteklerken kırsaldan kente göçün önüne geçtiklerini ve ekonomik ürünlere ulaşımı kolaylaştırdıklarının altını çizen Başkan Soyer, “İklim krizinin Türkiye’deki en ciddi sonucu su kaynaklarındaki ciddi azalma. Su kaynaklarının yüzde 77’si tarımsal sulamada kullanılıyor. Vahşi sulama olan yöntemden çiftçimiz kar edemiyor, zarar ediyor. İzmir tarımı bu noktadan hareketle su kaynaklarını tüketmeyen atalık tohumları ve yerli hayvan ırklarını destekliyor. İzmir ili genelinde ihracat yapılabilecek yüksek niteliğe sahip iklimle uyumlu 5 ürün sınıfı belirledik. Bu tarımsal sınıfın birinci ayağı, mera hayvancılığı. İkincisi, tahıl ve baklagiller. Üçüncüsü zeytin ve zeytinyağı. Dördüncüsü üzüm, incir ve badem gibi susuzluğa dayanıklı meyveler ve beşincisi, kıyı balıkçılığı. İzmir tarımı ile cefakar üreticimizin alın terini Anadolu’nun genetik mirasıyla yeniden buluşturarak güçlü bir tarım inşa ediyoruz. Bunu yaparken üretim koşullarını tüketicinin değişen beklentilerine göre yeniden düzenliyoruz. Dökme ürün dönemini kapatıyoruz, katma değerli tarımı destekliyoruz. Bir yandan kırsaldaki İzmirlilerin ekmeğini büyütüp diğer yandan şehir merkezindeki milyonlarca vatandaşımın sağlıklı ve ekonomik gıdaya ulaşımını sağlıyoruz. Başka bir tarım bu şekilde mümkün. Bugün, temelini attığımız Bayındır Süt Fabrikası bu yeni tarım stratejisinin en önemli ayaklarından biri. Günde 100 ton süt işleyeceğimiz bu fabrikada Dökme ürün dönemini kapatarak katma değeri yüksek çok sayıda süt ürünü elde edeceğiz. Fabrikamız, son yıllarda kamu eliyle kurulan en büyük tarımsal işletmelerden biri olacak ve böylece bu gibi piyasa ürünlerinin fiyatlarını regüle ederek hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyacak. Küçük Menderes’in üreticileri, kimsenin ucuz dökme ürün tedarikçisi değildir. Kendi toprağının efendisidir” diye konuştu. 

“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA BU DESTEĞİ İKİYE KATLAYACAĞIZ”

Başkan Soyer, geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği Gediz Havzası gezisine de değindi ve sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “İzmir tarımı tarım ekonomisini desteklemenin yanı sıra tarımın yegane var oluş nedeni olan toprak ve su kaynaklarımızın korunmasını da kapsıyor.  Bu kapsamda geçtiğimiz ay Gediz Havzası’nı karış karış gezerek bir eylem planı hazırladık. İBB’nin tarımsal üretimi desteklemek için son iki yılda tahsis ettiği topla miktar 926 milyon lira. Bunun yaklaşık 3’te 1 ‘i katma değer odaklı yatırımlarımız. Diğerleriyse doğrudan hane halkına giden ayni destekler. Size söz veriyorum. Önümüzdeki yıllarda bu desteği ikiye katlayacağız. Sayın Genel Başkanım İzmir’de çiftçimizle kurduğumuz kader arkadaşlığımızın sizin sayenizde daha da üçleneceğine e tüm Türkiye’ye yayılacağına tüm kalbimle inanıyorum.”

“HARAM YİYENİN BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİRECEĞİM” 

Başkan Soyer’in ardından konuşan Kılıçdaroğlu, üretimin bir ülkenin bağımsızlığındaki en önemli temle taşı olduğunun altını çizdi. Mevcut iktidarın tarım politikalarıyla üretimi bitirdiği ve çiftçiyi krize sürüklediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çok güzle bir fabrikanın temelini atıyoruz. Üretmek kadar değerli bir şey yoktur. Üretmek alın teri, kazanmak, bir kentin sokaklarında onuruyla gezmek, elaleme muhtaç olmamak ve Türkiye’nin büyümesi demektir. Türkiye’nin dünyada söz sahibi olması demektir. Bize diyorlar ki ‘Niye toprağı ekiyorsunuz? Un mu lazım, buğday mı lazım, yem mi lazım, et mi lazım? Biz verelim. Bizim çiftçimiz kazansın.’ Kazanmasın. Bizim çiftçimiz ne olacak? Bu kaderi değiştireceğiz. Çiftçi milletin efendisi derler biz efendiliği bırakmadık. Her şey dışarıdan geliyor. Çiftçinin durumu iyi diyorlar sen saraydan bakarsan çiftçinin durumunu göremezsin. Elin oğlu kazanıyor. Bizim çiftçimiz neden kazanıyor? Biz yeni bir stratejiyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. İktidar değiliz ama sizin oylarınızla olacağız. Bütün belediye başkanlarımız siz kazanırsanız diye çalışıyorlar. Bizim amacımız sizin hayat standardınızı yükseltmek. Bir ülke üretirse güçlü olur. Konya’dan küçük Hollanda yılda 180 küsur milyar dolar tarım ürünü ihraç eder. Bizim ihracatımız 18-20 milyar dolar. Neden? Toprak, çiftçi, güneş var. Neyimiz eksik? Yanlış siyasetimiz var. Siyasetimiz eksik. Üreticiye destek verdiğiniz sürece kazanmanız mümkün. Bir bakan düşünün. Çiftçiyi şöyle tanımlıyor: Çiftçi çok çalışır az kazanır. Böyle bir tanım mı olur? Biye az kazansın? Daha fazla kazanması lazım. Çiftçinin traktörüne devri iktidarımızda hiçbir güç haciz uygulayamayacak. Adamı perişana etmişsiziniz, borç batağına sokmuşsunuz Geliyorsunuz traktörünü alıyorsunuz, açlığa mahkum ediyorsunuz. Haram yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim. Sizin bankalardan aldığınız kredilerin faizlerini ilk bir haftada sileceğim. Ana parayı da makul taksitlerle alacağız” dedi.

KURDELE KESİMİ İÇİN TARİH VERDİ

Nisan 2022’de fabrikanın hizmete gireceği sözünü veren Kılıçdaroğlu, “Fabrika güzel bir şey. Ektiğiniz ürünün karşılığını burada alçaksınız. Buraya geleceğiz. Fabrika çalışanlarıyla sohbet edeceğiz. Şimdi nasıl temelini atıyorsak Nisan ayında da kurdeleyi keseceğiz. Gelişmiş ülkelerde önce sütçü gelir kapıyı çalar. Çocuklar süt içsin diye. Bizde ne oluyor? Polis sabah kapıya gelip gençler tweet atmış diye onları tutukluyor. Bunu da düzelteceğim. Korkmayın. Hiçbir polis sabah kapınızı çalmayacak. Bu memlekete huzuru, barışı ve bereketi getireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye inşa edeceğiz. Bunların tamamını yapacağız. Güvenin bu kardeşime. Türkiye’yi gerçekten de çağdaş uygarlığın ötesine taşıyacağız. Ahdim var niyetim var, desteğim var Bunu sizlerin desteğiyle başaracağız. Mustafa kemal Atatürk, ‘Her fabrika bir kaledir’ der. Her fabrika bizim birilerine l avuç açmamamızı engeller. Bir kaleyi de burada hayata geçiriyoruz. Hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.

110 MİLYON LİRA ÜRÜN ALINACAK

Bayındır’da 100 milyon lira yatırım maliyetiyle kurulan Bayındır Süt İşleme Fabrikası, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olacak. 130 kişiye istihdam sağlayacak fabrika ile yılda 44 milyonu keçi, koyun ve manda sütü olmak üzere toplam 110 milyon lira ürün alınarak üreticiye destek olunacak.

Fabrikada İzmir Mozerellası başta olmak üzere, keçi ve koyun sütünden peynir, kaymak, dondurma ve yoğurt gibi ürünler de marka haline getirilerek dünyaya pazarlanacak. Süt İşleme Fabrikası, 2022 yılının ilk aylarından itibaren tam kapasiteyle çalışmaya başlayacak.

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0