Kılıçdaroğlu'ndan sanayicilerle buluşmasında çarpıcı açıklamalar: Binali Bey'e de söyledim

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çeşme'de düzenlenen ESİAD 35. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu'ndan sanayicilerle buluşmasında çarpıcı açıklamalar: Binali Bey'e de söyledim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çeşme’de düzenlenen ESİAD 35. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’na katıldı.

Toplantıya CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Ahmet Akın, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve ESİAD üyeleri katıldı.

Toplantıda ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer de konuşma yaptı. 

Kılıçdaroğlu buradaki sözlerine İdlib'de şehit olan askere başlığı dileyerek başladı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, "İdlib’te iki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Umuyorum bu topraklara huzur ve barış gelir" dedi.

"ZENGİNLİĞİMİZİ KULLANAMIIYORUZ"

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girilirken siyasetin eski alışkanlarını bir kenara bırakması gerektiğinin altını çize Kılıçdaroğlu, "Eğer siz siyaseti bireysel çıkar üzerine inşa etmezseniz veya siyasette çağdaş uygarlığı seviyesine ulaşmayı bırakıp kendi dar politikanıza hapsedersiniz Türkiye’yi bu hale getirirsiniz. İkinci yüzyıla çağrı beyannamemiz var. 13 madde. İkinci yüzyılda neler yapmamız lazım? Bir yüzyılda acılarımız, savaşlarımız depremlerimiz var. Siyasi idamlarımız var. Geçen bir yüzyıldan ders çıkararak gelecek yüzyılı inşa etmeliyiz.  Bu ülkenin iş inşaları nasıl politikacı istiyorlar? Yarış iyilikte yarış olur. Biz iyilikte yarışırsak Türkiye hızla büyür ve kalkınır. Nüfusumuz genç ve dinamik. Maalesef zenginliğimizi kullanamıyoruz ve hatta bunu kavga nedeni olarak bile görüyoruz” diye konuştu.

"YÜZÜNÜZE SÖYLEDİLER, SESİNİZ ÇIKMADI!"

Kılıçdaroğlu, “Sanayici arkadaşlarımız çok pahalı elektrik kullanıyor. Akkuyu’da nükleer santral devreye girdiğinde kilowat başına 12 cent ödeyeceksiniz. KDV hariç… Rakip ülkeler 3 sente bunu kullanacak. Rekabet edemeyeceksiniz. Bu durumu sizin yüzünüze söylediler, sesiniz çıkmadı. Bu yanlışı niye yüksek sesle dillendirmeniz? Paris İklim Değişikliği Sözleşmesi imzalanmalı. TÜSİAD’ın çalışması var bu konuda. Eğer imzalanmazasa 2 milyar dolarlık ek yük gelecek sanayiciye. Paris Sözleşmesi’nin imzalanmadığı durumda Türkiye’den AB’ye mal ihracatı yapacak sanayiciden ek ücret alınacak. Bir önlem, çalışma yok. Bütün bunlara rağmen karamsar değilim. Bu ülke bu sorunu çözebilecek kapasiteye sahip”diye konuştu.

"BİNALİ BEY'E DE SÖYLEDİM"

Avrupa Birliği'ne katılım süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu “AB bizi kabul eder etmez, bu ayrı bir şey. AB’nin bize yeni bir fasıl açmasını beklemeden çağdaş uygarlığı aşmak istiyorsak oradaki tüm kuralları kendi ülkemizde uygulamak zorundayız. Binali Bey’in (Yıldırım) başbakanlık yaptığı dönemde ona şunu söyledim: Biz niye fasıl açılmasını bekliyoruz, bizim irademiz, aklımız yok mu? Onların öngördüğü bütün adımları atalım. Bu ülkenin siyasetçileri, bu ülkenin insanlarını üçüncü sınıf demokrasiye mahkum etmemelidir. Biz birinci sınıf demokrasiyi ülkemize getirmeliyiz. Bunun için çabalamalıyız. AB’ni fasıl açmasını beklemeyelim” şeklinde konuştu.

"İSTİKRAR YOK"

Türkiye'de istikrar olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ekonomide istikrar yok, demokraside yok, normal yaşantımızda, yönetimde istikrar yok. Kararlılık nerede? Hem siyaset hem bürokratik yaşamda en çok duyduğum söz istikrardır. Diğer ülkelerle kendimizi kıyaslıyoruz. Devleti yönetmek aslında çok kolaydır. En kolay şeydir. Buna itiraz etmişlerdi. Hayır efendim, devlet yönetmek kolay. Çünkü devletin her kesimi yasalarla, kurallarla belirlenmiştir. Sorunun kaynaklandığı nokta şu: Siyaset kurumu yasa ve kurallara aykırı talimat verirse sorun çıkıyor. İhaleyi ona değil buna ver… O zaman liyakat sorunu ortaya çıkıyor. Belçika’da uzun süre hükümet kurulmadı. Ne basın ne vatandaş ‘eyvah hükümet kurulmadı’ demedi. Çünkü kurumlar işliyor. Biz de en ufak şeye siyaset müdahale ettiği için sorunlar çıkıyor. Kötü yönetiliyoruz” ifadelerini kullandı.

"TEMELDE YÖNETİMSEL SORUNUMUZ VAR"

Kılıçdaroğlu, “Örneğin Merkez Bankası’nın yasası var. Merkez Bankası fiyat istikrarını belirleyen kurumdur. 2021’de bir kararname çıktı. Cumhurbaşkanlığı Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu. Merkez Bankası’nda değil Merkez Bankası dışında. Bu ne anlama geliyor? Parlemento’nun MB’ye verdiği yetkinin Cumhurbaşkanlığı tarafından elinden alınmasıdır. Devletin istikrarı böyle olur mu olmaz? İki tarafta kendisini sorumlu görecek. Bu durumda fiyat istikrarı nasıl sağlanacak? Temelde yönetimsel sorunumuz var. Ekonomik Sosyal Konsey kuruldu ve referandum ile anayasal kurum haline geldi. Kuruluş amacı ekonomik ve sosyal yaşamda sorun çıkarsa işin aktörleri olan iş insanları ile siyaset kurumunun bir araya gelmesini sağlamak ve sorun büyümeden politikalar oluşturulmaktı. Yasaya göre 3 ayda bir toplanacaktı ve başkanlığını başbakan yapacaktı. Bu kalktı. En son 5 Şubat 2019’da toplandı” dedi.

"HER ŞEYİ İTHAL EDER HALDEYİZ"

4 temel vizyondan bahseden CHP lideri, “Sorunları uzun uzun anlatmanın mantığı yok. Biz siyasetçiyiz ancak iş insanları olarak siz aynı zamanda elinizi taşın altına koymuş kişilersiniz. 4 temel vizyonumuz var. Birincisi, bir ülkede demokratik standartlar yüksek değilse asla ve asla sağlıklı büyüyemezsiniz. Demokratik standartların yüksekliği demek herkesin can ve mal güvenliğinin sağlanmış olması demektir. Yargı bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Yargıç atamaları yapılıyor mesela. Parlamentodan da atama yapılıyor. Bizim partiden mi değil mi diye bakılıyor. Halbuki parlamentoya gelmeden öz geçmişine bakmak lazım. Yazdığı makale var mı, yabancı dili var mı diye bakılması lazım. Parlamentoda böyle bir seçim yapılması lazım… Buna liyakat denir ve devlet liyakat ile yönetilir. Siyasetin kirlilikten arınması gerekiyor. Siyaset üzülerek söylerim ki kirlilikten arınmış değil. Bir kişi siyasete girip zenginleşiyorsa kirlilik var demektir. 27 yıl bürokratlık yaptım. Siyasete girip de zengin olmak mümkün değildir. İkincisi bütçe konusu… Bütçe yasaları görüşülüyor. Hedefimiz bütçe plan komisyonu dışında bir kesin hesap komisyonu oluşturmak. Bunun başına muhalefetten birisini konulacak ve paranın denetimi birlikte yapılacak. Söylemle her şey çözülmüyor. Sizin desteğinize ihtiyaç var. Ödediğimiz vergiler nereye harcanıyor sorusu sorulamıyor. İktidarın muhalefete kesin hesap komisyonunda hesap vermesi lazım. Büyük yatırımlar var. Yollar, köprüler yapılıyor ancak kim, nereye, ne yatırım yapılmış bilinmiyor. Bu doğru değil, demokratik değil. Demokrasi bir kurallar bütünüdür ve politikacılar olarak bütünlüğü sağlamak zorundayız. Vizyonumuz demokrasiyi geliştirmektir. Demokrasi yoksa ekonomik kalkınma da olmaz. Huzur olmaz. Yatırım olmaz. Yargı bağımsızlığı olmaz. Üretmek lazım. Her şeyi ithalat eder haldeyiz. Konya’dan küçük Hollanda bizim 10 katımız tarım ürünü ihraç ediyor. Biz hangi gerekçe ile yapamıyoruz? Devlet Planlama Teşkilatı neden kapatıldı? Bir ülkenin ekonomisi sağlıklı planlanmazsa kaynakları nasıl yöneteceğiz? Bu düzenin değişmesi lazım... Hakça bir düzen gelmesi lazım. Kaynakların en verimli şekilde kullanılması lazım. Yoksa ülke kalkınmaz. Sanayicilerle nerede konuşursam ara eleman sorunu yaşıyorlar. Onun için de düşüncemiz var. OSB’lerde teknoloji liseleri kuracağız. Teknoloji Liseleri, OSB’ler ve MEB birlikte yürütecek. Müfredatı birlikte belirleyecek ve öğrenci 3. Sınıftan itibaren staja başlayacak. SGK primini devlet ödeyecek ve gencimizin işi hazır olacak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü üniversiteye artı puanla gidecek. Üreteceğiz de ne üreteceğiz?” dedi.

"PARTİ OLARAK HİNDİSTAN'A EKİP GÖNDERDİK"

Parti olarak Hindistan’a ekip gönderdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Eğer 21. yüzyılda katma değeri yüksek ürün üretemezsek dünyada söz sahibi olamayız. Bunun da yolu üniversitelerden geçiyor. Bilgi üretirsek katma değer üretebiliriz. Üniversiteler bilgi ürettikçe araştırma geliştirme çalışmaları artacaktır. Parti olarak Hindistan’a ekip gönderdik. İktidar göndermedi. Yazılım sektöründe neden Hindistan bu kadar ileride? Okul öncesi eğitimde oyun içinde çocuklara matematik öğretiyorlar ve çocuk müthiş bir mukayese eğitimi alıyor. Üniversitelilerimiz yurt dışlına kaçıyor. Kendi kapasitelerine uygun alan yok, demokrasi yok. Bunun değişmesi lazım. Bu politikanın sanayicilerle birlikte üretilmesi lazım… Üretemezsek sadece pazar oluruz Cep telefonunda olduğu gibi. Türkiye’nin bunun için çip üretmesi lazım. Zorlu Grubu çip üretmek için 1 milyar dolar ihtiyaç olduğunu söyledim. Bende başbakan olsaydım bu parayı verirdim dedim. Eğer siz makine halısı yapan makine üretmek istiyorsanız çip üretmek zorundasınız. Bu yapılmıyor ve bu yapılmak zorunda. Üniversiteler çok önemli. Rektörleri ben tayin edeceğim. Olmaz. Bilgiyi ve üniversiteyi mahvedersiniz. Üniversiteler sıcak siyasetin konusu olmaz. Üniversitelerde her türlü düşünce konuşulmalıdır. En aykırı düşüncelere söz vermelisiniz. En aykırı düşünceler bile bizi geliştirir” dedi.

"SİZ DEVLETTE LİYAKATI YOK EDERSENİZ"

Güçlü bir devlet olabilmenin öneminden bahseden Kılıçdaroğlu, “Üçüncü bir vizyona ihtiyacınız var. Güçlü bir sosyal devlet. Güçlü bir sosyal devlet olmazsa barışı sağlayamazsınız. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir ülke kurmak zorundasınız. Güçlü sosyal devlet kendi iç barışını sağlayan, geleceğini daha sağlıklı bir yapı ile yükselebilir. Güçlü devlet sosyal devletin bütün kurallarını yerine getiren devlettir. Sosyal devlet toplumda zayıf olan kesimlere destek veren devlettir. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Bu sigorta ile kimse aç açıkta kalmayacak. Gelişmiş tüm ülkelerde uygulanıyor bu. Dördüncü vizyonumuz sürdürülebilirlik. Elin oğlu yol yaparken bile sandığı koyuyor vatandaşın önüne. Yol yapalım mı yapmayalım. Demokraside sürdürülebilirlik önemli. Devlet kurumu liyakatlı kadrolardan oluşmazsa demokrasi ilerlemez. Devlet bakidir ve kadroları vardır. Devleti yöneten parti 5 yıl boyunca ülkeyi yönetir. O kadar… Siz devlette liyakatı yok edersiniz devlet bu hale gelir. Yangın çıkmış, talimat bekliyorlar yangını söndürelim diye. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile yangını söndürdük diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandıç

"BELİRSİZLİK ÜZERİNE DEVLET YÖNETİLMEZ"

Devletin planlam ile yönetileceğini belirten Kılıçdaroğlu,  "Yabancı sermaye gelecek güven içinde yatırım yapacak. Bizim iş insanlarımızı yurt dışına yatırım yapıyorlar çünkü önlerini göremiyorlar. Belirsizlik üzerine devlet yönetilmez. Devlet planlama ile yönetilir. Siyasi partiler devleti yönetmek için iktidar olurlar. Liyakatlı kadro devleti adaletle yönetir ve yanlış bir karar aldığında devleti yönetenleri uyarır. AB bizi üye yapar yada yapmaz. Biz kendi iç dinamiklerimizle çok hızla büyüyor ve kişi başına düşen milli gelirde onların üzerine çıkarız. Ortadoğu’da en büyük katkıyı verebiliriz. Ortadoğu’da Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız ve Ortadoğu’da yatırımı bizim iş insanlarımız götürecek. Kesinlikle Suriyeli kardeşlerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayarak ülkelerine göndereceğiz. Dış politikanın 180 derece değişmesi lazım. Mısır’la niye kavga ettiniz diye ısrarla söyledim. Ağızlarına geleni söylediler. Şimdi düzeltmeye çalışıyorlar arayı. Suriye’nin içişlerine müdahale ettiler. Suriye bu hale geldi. AB değerler üzerinden siyaset yapıyor. Onlar da en ufak yolsuzluk durumunda siyaset dışı kalınırken biz de konum yükselir. Babamızın, dedelerimizin değerleri üzerinden bir siyaset yapmalıyız. Gençler geleceğini yurt dışında arıyor. Özgürlük kavramı aynı zamanda huzur içinde çalışmanın güvencesi oluyor ve o güvenceyi vermemiz lazım. Bunun için yeni kurum ve kurallara ihtiyacımız var, yeni kadrolara ihtiyacımız var. Bunları sağlayabilir miyiz, evet sağlayabiliriz. 5 yıl içinde çok farklı bir ülkeyi inşa etmek mümkün. İlk 6 ayda rahat bir nefes aldırmak mümkün. Gelecek güvencesi, düşünceyi ifade özgürlüğü vereceğiz Bize oy verin diyorum ve eleştirme hakkınız kendinizde görün. Eleştirecek vatandaş ve hatalarımızı oradan göreceğiz. Medya özgürlüğü burada çok önemli bir yer taşıyor. Herkesin ağzına bant çekerseniz o zaman farklı bir ülke tablosu ortaya çıkar. CHP ile ilgili olarak ‘hep eleştirir’ denirdi. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti biziz. Türkiye’de kimin/kimlerin hangi sosyal kimlikleri, hangi sorunu varsa çözüm ürettik. Dört aşamaları vizyon birbirini tamamlayan halkalardır. Bunun tamamlayan halka ise Güçlü bir Türkiye’dir. Bunu yapabiliriz. Karşılıklı güveni sağlamak zorundayız. Her şeyi hayata geçirmek mümkün ve hayata geçirdiğimiz her şeyin hesabını vermek mümkün. Ve Türkiye böylece hızla büyüyecektir” dedi.

"EKONOMİNİN KAMU GÖREVLİSİSİNİZ"

Son olarak sanayicilerin ekonominin kamu görevlisi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bunun aktörleri ise sanayicilerdir. Sanayici ekonominin kamu görevlisidir. Sanayici kendisini aşmış kişidir. 5-10 lira kazanayım diye değil. Ne kadar ihracat yapacağım, ne kadar istihdam yürüteceğim diye düşünmelidir. Katma değeri yüksek ürünü o üretecektir. İzmir’de, İstanbul’da Silikon Vadisi oluşturmak çok önemli. Çok değerli hocalarımız var. Üniversitelerdeki baskı ortamı sebebiyle seslerini çıkaramıyorlar. Sanayicilerle yan yana geldiklerinde bütün düşüncelerini katabiliyorlar. Birikimiz var, bunun güzel bir yere kanalize edilmesi lazım” dedi.

SORU-CEVAP KISMI

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçti. 

Kılıçdaroğlu, ESİAD üyelerinin kendisine yönelttiği, iktidarın seçime gidip gitmeyeceği, partisinin Kürt sorununu nasıl çözeceği, parlak olmayan ekonominin nasıl düzeltileceği, uluslararası anlaşmalarla yapılan yatırımlarla ilgili sorulara yanıt verdi.

İktidarın seçim atmosferini kendi lehine çevirmek için bazı girişimlerde bulunduğunu belirterek, herkesi sağduyulu davranmaya davet etti.

ADAYLIK YORUMU

 CHP lideri, “Cumhurbaşkanı adayı olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna “Tabii bu bizim ittifaka bağlı. Onlarla oturup karar vereceğiz. Hem ittifak kurup hem de ‘ondan bağımsız karar vereceğim’ derseniz olmaz. Nitelikleri ben kendi düşünceme göre anlattım. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Siyasi partiler arası sorun çıktığında liderleri davet edip sorunun çözüme katkı verecek kişi cumhurbaşkanıdır” yanıtını verdi. 

“SAĞDUYU VE SÜKUNETE DAVET EDİYORUM”   

İktidarın seçime gidip gitmeyeceği yönündeki bir soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

Bu iktidar seçime gider, niye gitmesin? Bizim görevimiz seçim sandığına sahip çıkmak. Burada tek sıkıntımız var. İktidar seçim atmosferini kendi lehine döndürmek için terör, terör bağlantılı bazı olaylar gibi Türkiye yeniden farklı bir süreç içine sokulmak istenebilir. Bu konuda tüm partilileri, milletvekillerini sağduyu ve sükunete davet ediyorum. Sakın ola ki,  olayları (çare) sokakta, yürüyüşlerde değil. Hep beraber bekleyeceğiz. Sandık gelecek o zaman demokratik ölçüler içinde davranıp oyumuzu kullanacağız. Ne kadar tahrik ederlerse etsinler tahriklere kapılmayın diye uyarıyorum.

“KÜRT SORUNUNDA KIRMIZI ÇİZGİMİZ VATANIMIZ VE BAYRAĞIMIZ”

Kürt sorunu çözülmeden ekonomik sorunların çözülüp çözülmeyeceğine ilişkin bir soruya yanıt veren CHP lideri, Kürt  sorununu akılcı politikalarla çözmenin mümkün olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu,”Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yok. Her sorun çözülür, çözülmeyecek sorun yoktur. Ama altını çizeyim, terör ile teröristlerle bir araya gelmemek lazım. Biz bu konuda çok duyarlıyız. Bu nedenle bu sorunun çözüm adresi İmralı değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Mecliste çözülür bu sorun. İlk düğmeyi yanlış iliklediler bu nedenle çözülmedi. Oturur mecliste her partiden eşit milletvekili olur, bu konuda kitap yazan,  görüş ifade eden, makale yazan her partiden saygın milletvekili var. Oturulur konuşulur.  Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü, bayrak ve vatan konusunda sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri var. İki kırmızı çizgimiz vatanımız ve bayrağımız, başka hiçbir sorun yok” diyerek Kürt sorununu çözümü için geçmişte hazırladıkları 22 soru 22 cevap içeren broşürü hatırlattı.

“EKONOMİYİ DÜZELTİRİZ, TEMEL SORUN İŞSİZLİK”

Ekonomide tablonun pek parlak olmadığını, bu tabloyu nasıl düzeltecekleri yönündeki bir soruya ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:

"Ekonomide altı ayda topluma nefes aldırırız. Bir, bir buçuk yıl içinde ekonomide düzelme başlar. Demokratik adımları atarak mevcut sistemi devam ettirir, can ve mal güvenliği sağlanır, vatandaşlar içinde kutuplaşma, medya arasındaki kutuplaşmayı tamamen ortadan kaldırırsanız Türkiye'ye çok kişi yatırım yapmaya gelir. Bizim vatandaşlarımız var yurt dışında yatırım yapan, onlar kendi ülkelerine gelip yatırım yapar. Burada hükümet tarafından cezalandırılmışlar ama dünyanın her yerinden yatırım yapıyorlar. Burada temel sorunumuz şu, işsizliği kısa sürede çözemeyiz. Halka doğruları söylemek zorundayız, Türkiye zengin bir ülke, kaynağı var. Tüm mesele kaynağın nerede kullanacağınıza bağlı. Eğer siz enerjinin kaynağını indirmiyor, 12 sente çıkarıyorsanız sanayiciyi cezalandırıyorsunuz demektir. Paris iklim anlaşmasını imzalayacağız. İş insanlarımızın AB'ye ihracat yaparken ek vergi ödemelerini istemeyiz. Bununla ilgili sağlıklı bir süreci yöneteceğiz. İhracatçının önünü açarsanız, düşündüğünüzden fazla ihracat yapmanız mümkündür. Yeter ki bir güven iklimi olsun."

"BELLİ KONULARDA ORTAK SÖYLEMİ GELİŞTİRİYORUZ"

Kılıçdaroğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye ortak bir söylememiz var. Deva ve Gelecek partilerinin başkanları da bundan söz ediyor. Söylem birliğimiz var ama şöyle bir çalışma yapıyoruz; güçlendirilmiş parlamenter sistemin ne olduğu ile ilgili çalışma yapılıyor. Her partinin genel başkan yardımcısı görevli. Bunu 1,5 sayfayı aşmayan bir metne dönüştürüp partilerin ortak hedefi diye kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyoruz. Deva ve Gelecek, ittifak içinde yer alır mı kendi tercihleri ama belli konularda ortak söylemi geliştiriyoruz" diye konuştu.

İTTİFAK AÇIKLAMASI

Kılıçdaroğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye ortak bir söylememiz var. DEVA ve Gelecek partilerinin başkanları da bundan söz ediyor. Söylem birliğimiz var ama şöyle bir çalışma yapıyoruz; güçlendirilmiş parlamenter sistemin ne olduğu ile ilgili çalışma yapılıyor. Her partinin genel başkan yardımcısı görevli. Bunu 1,5 sayfayı aşmayan bir metne dönüştürüp partilerin ortak hedefi diye kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyoruz. DEVA ve Gelecek, ittifak içinde yer alır mı kendi tercihleri ama belli konularda ortak söylemi geliştiriyoruz" diye konuştu. 

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI

Erken seçim konusundaki soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Erken seçim tartışılıyor. Toplumun büyük kesimi de istiyor. Erken seçim olması lazım. Her geçen gün fatura giderek ağırlaşıyor. Kamuoyu yoklamaları da erken seçimin istendiğini gösteriyor. Biz demokrasi konusunda uyumu sağlayacağız. Cumhurbaşkanı olarak seçeceğimiz kişi olağan üstü yetkilere sahip olacak. Nefsine hakim olan bir cumhurbaşkanı olması lazım. Bu yetkiyi aldığında ‘devretmiyorum’ derse her şey karışır. Topluma güven verecek. Zaman içerisinde güçlendirilmiş parlamentoya geçmek zorundayız. Türkiye’yi yeni bir alana, güçlü bir alana çekecek projemiz var. Altyapıları oluşturuluyor. Kamuoyu ile paylaşacağız. İstihdam sağlama, katma değeri yüksek üretim yapma, kentlere yığılmayı azaltma, Anadolu’yu güçlendirmek için bir projemiz var. Her siyasi partinin kendi programı vardır. Ortak bir program çıkar mı görüşülmedi ama belki geçiş süreci için bir program yapılabilir.” 

'BİR KİŞİNİN KARARI İLE OLMAZ'

Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili başka bir soruya da cevap veren Kılıçdaroğlu, “Siyasette en önemli olan konu güven. Güveneceğimiz kişiyi siz seçeceksiniz. Ben ancak ‘şu olsun, bu olsun’ derim. Kişinin özgeçmişine ve o güne dek yaptıklarına bakacaksınız. Şahsi düşüncem; zaten bir cumhurbaşkanı seçilirse ittifakı oluşturacak tüm liderler orda olmak zorundadır. Bir kişinin kararı ile olmaz. İttifak ile temel konularda ittifakı oluşturan siyasi partiler karar verir. Bir araya geliriz, temel konularda karar verip o kararı kamuoyu ile paylaşırız. Gelecek ve Deva da dahil liderler, ülkenin geleceği açısından kaygılılar ve bu kaygının giderilmesini istiyoruz” dedi. 

'KENDİ ÖYKÜMÜZÜ BİRLİKTE YAZABİLİRİZ'

CHP’nin son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kimlerin, hangi sosyal kimliklerin ne sorunu varsa çözüm ürettik. Karşılıklı güveni sağlamak zorundayız. Her şeyi güzelliklerle hayata geçirmek ve bunun hesabını vermek mümkün. O zaman göreceksiniz ki Türkiye hızlı büyüyüp gelişecektir. Bu işin aktörleri de sanayicilerdir. Sanayici ekonominin kamu görevlisidir. Bizim 21. yüzyılda kahramanlara ihtiyacımız yok. Akılcı düşünen politikacılara ihtiyacımız var. Biz 13. yüzyıldaki, 14. yüzyıldaki öyküleri değil 21. yüzyılda kendi öykümüzü yazmalıyız. Kendi öykümüzü de birlikte yazabiliriz” sözlerine yer verdi. 

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0