Korona virüsün psikolojik etkilerine dikkat

KORONA VİRÜSÜN PSİKOLOJİK ETKİLERİNE DİKKAT

Korona virüsün psikolojik etkilerine dikkat

Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Çelik, korona virüsün birçok kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini belirtti.

Bu sürecin geçici olduğunu ve sabırlı olmamız gerektiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Çelik, psikolojik açıdan sağlıklı kalmak için yapılması gerekenlerle ilgili önerilerde bulundu.

Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Çelik, tüm dünyayı tehdit eden korona virüs salgını ile mücadele ettiğimiz bu zor günlerde psikolojik açıdan sağlıklı kalabilmemiz açısından neler yapmamız gerektiği ile ilgili, “Tüm dünyayı etkileyen ve birçok ülkenin sıkı tedbirlerle önüne geçmeye çalıştığı korona virüs Türkiye’de de bir dizi önlemlerin alınmasına neden oldu. Korona virüs (Covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında ‘evde kal’ çağrısına uyan ve evde kalmak zorunda kalan vatandaşlarda psikolojik bazı sorunlar baş göstermeye başladı. Salgın nedeniyle sosyal izolasyon sürecinde aslında çoğumuz alışık olmadığımız bir yaşam biçimi, engellenmişlik hissi, belirsizlik, kendimiz ve sevdiklerimiz için endişelendiğimizden korku, kaygı, yaşamaya başladık. Bunlar gayet normal. Ancak bu kaygı ve korkunun paniğe neden olacak düzeye gelmemesine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü alışılagelmişin dışındaki bu günlerde kaygıya ve korkuya teslim olmak, en az korona virüs kadar tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Aşırı kaygı yaşamak, olaylara karşı abartılı ve aşırı tepki vermemizin yanı sıra uykusuzluğa neden olur, yeme düzenimizi bozar ve bu durum da bağışıklık sistemimizi zayıflattığı için vücudumuzun korona virüsle baş etmesini zorlaştırır. Bu nedenle kaygımız kontrol edilemeyecek düzeyde ve günlük işlevselliğimizi engelleyecek seviyedeyse bunu azaltmamız gerekiyor. Bunun için bu durumun geçici olduğunun bilincinde olmamız gerek. Diğer yandan evde kaldığımız süreçte hastalanma korkusu ile sürekli temizlik yapmak ya da gün içinde defalarca el yıkamak, dezenfektan kullanmak gibi davranışların obsesif kompulsif bozukluk ve benzeri hastalıkları tetikleyebileceğini unutmamalı. Her konuda ölçülü davranmalıyız” dedi.

“Yaşlılarımıza karşı duyarlı olalım”

Salgından önceki günlük rutinimizi mümkün olduğunca devam ettirmeye özen göstermeye, beslenmeye ve uyku düzenine dikkat etmek gerektiğini dile getiren Çelik, “Korona virüs ile ilgili gündemi güvenilir kaynaklardan takip etmeli, ancak sürekli bu konuya odaklanmamalıyız. Stres veya kaygı ile baş etmek için hem fiziksel hem de zihnimizi meşgul edecek aktivitelere yönelmeliyiz. Nefes ve gevşeme egzersizleri işimize yarayabilir. Fiziksel aktivitelerin yanı sıra kitap okumak, bulmaca çözmek de kaygılarımızdan biraz da olsa uzaklaşıp rahatlamamızı sağlayacaktır. Sevdiklerimizle yüz yüze görüşemesek de telefonla görüntülü görüşerek özlem giderebiliriz. Onların iyi olduğunu bilmek de bizim rahatlamamızı sağlayacaktır“ şeklinde konuştu.

Sosyal izolasyon sürecinden hem fizyolojik hem de psikolojik olarak en çok etkilenen kesimin 65 yaş ve üstü kişiler olduğunu belirten Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Çelik, “Ölüm oranlarının 65 yaş ve üstünde oldukça yüksek olması nedeniyle bu kesime sokağa çıkma yasağı getirildi. Bu önlem, sağlıkları için gerekli olmasına rağmen ilk başta virüs sanki onlardan bulaşır gibi rencide edici davranışlarda bulunulması, onlarda kırgınlıklar, içe kapanmalar, değersizleştiğini düşünmelere neden oldu. Çoğu yaşlımız internet kullanamadığı, gazete okuyamadığı için evde daha fazla sıkıldı. Bu durumun geçici olduğunu onlara anlatmak ve mümkün olduğu kadar onlarla ilgilenmek, yüz yüze olmasa bile yalnız olmadıklarını hissettirmek gerekiyor” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0