Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman: Elektro terapi ile selülitlere son

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, Elektro Terapi İle Selülitlere Son Verilebileceğini Belirtti.

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman: Elektro terapi ile selülitlere son

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, elektro terapi ile selülitlere son verilebileceğini belirtti.

Akman; “Elektrik akımının fiziksel etkilerinden tedavi amacıyla yararlanılması elektroterapi adını alır. Elektroterapi uygulamasının temeli; cilt yüzeyi, cilt altı dokuları ve derin kas gruplarının yüksek frekanslı elektriksel uyarılarla aktive edilmesi esasına dayanmaktadır. Bölgesel yağlanmalar, selülit ve ağrı tedavisi amaçlı kullanılır.

Elektroterapide kasların başlangıç ve bitim noktalarına yerleştirilen elektrotlara doğru akım verilerek uygulanır. Titreşim etkisi 72 saat devam ettiğinden haftada 2 kez uygulanması gerekir” dedi.

Elektroterapinin sarkık ve güçsüz kasların toparlanmasını, uygulama bölgesinin sıkılaşmasını sağlar. İşlem esnasında uygulama alanlarındaki aktivite dokulardaki oksijenlenmeyi artırarak yağların yakımını hızlandırdığını dile getiren Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, “Elektroterapi kimyasal etki olmadan kasların çalışmasını, güçlenmesini, artık maddelerin temizlenmesini sağlar” dedi.

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, elektroterapinin amacı konusunda ise; “Elektroterapinin oluşturduğu etkiyle vazodilatasyon (kılcal damarların genişletilmesi) ve lipoliz (yağ yakımı) gerçekleştirilir. Dokularda oluşturulan yüzeyel ısınma ile metabolizmanın hızlanması, kan dolaşımının artması ve lenfatik dolaşım sağlanır. Selülit, bölgesel yağlanma ve elastikiyet kayıplarının yanında, ağrı tedavisi ve fizik tedavi alanlarında da faydası görülen bir tedavi çeşididir. Diğer uygulamalarla kombine edilebilmesi başarı şansını artırır” dedi.

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, elektroterapi yönteminin fizyolojik etki mekanizması hakkında ise şunları belirtti; “Tüm hücrelerin kendi elektrik akımları mevcuttur. Özellikle sinir ve kas hücreleri uyarılabilir hücrelerdir. Normalde istirahatte ki hücre membranları - 60 mV, hücre uyarıldığında ise +35 mV’ a kadar çıkar. Bunun sebebi hücrre içi ve dışı K+, Na + dengesi ve hücre membranının bu iyonlara geçirgenliğinin farklı oluşudur. Uyarılan hücredeki elektrik farklılık tıpkı bir domino taşı gibi diğer hücrelere aktarılır.

Sinir ve kas hücreleri uyarılabilir hücrelerdir. Herhangi bir uyarı sinir ve kas hücrelerinin elektrik potansiyellerini değiştirir. İşte membran potansiyelindeki bu hızlı değişiklik aksiyon potansiyeli olarak adlandırılır. Aksiyon potansiyeli sinir lifi boyunca ilerler. Uyarı bittiğinde tekrar istirahat potansiyeline döner.

Bir aksiyon potansiyelinin oluşabilmesi için uyarının şiddeti ve süresi eşik değerin üzerinde olmalıdır. Aksiyon potansiyelinin ilerleme hızı sinir lifinin yapısına bağlıdır. Bir sinir lifinin kalın ve miyelinli olması o lifin daha kolay uyarılabilmesini ve uyarının da hızlı iletilmesini sağlar, kas liflerini uyarabilmek için daha uzun süreli uyarılara ihtiyaç vardır. Sinir ve kas lifleri yeterli şiddette ve uygun şekilde elektrik akımı ile uyarılabilir ve aksiyon potansiyelleri başlatılabilir. Bu özellik elektroterapinin de temelini oluşturur”

Güzellik Uzmanı Çiğdem Akman, elektroterapide kullanılan bazı akımlar ve etkilerini şöyle sıraladı;

Doğru Akım: Dokuda iyon hareketi ile kimyasal değişikliklere yol açar. Doku içine iyon transferi veya iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla kullanılır.

Alçak Frekanslı Akımlar: Sinir ve kas liflerini uyarabilirler ve kas kontraksiyonu veya ağrının giderilmesi amacıyla kullanılırlar.

Orta Frekanslı Akımlar: Pratikte uygulanan modülasyonları interferansiyel akımlardır.”

Elektroterapi, kaslara aktif egzersiz etkisi uygulayarak deforme olmuş kas ve sarkmış dokuları sıkılaştırıp toparlar. Aynı zamanda kasların aktif hareketi yağ yakımını artırarak lokal fazlalıkları giderir. Elektroterapi yöntemi problemin yerine göre karın, kalça, basen, bacaklar gibi doğrudan ihtiyaç olan bölge üzerinde çalışılmasına olanak verir. 3. seanstan itibaren sonuçları görmeye başlar bundan dolayı konunun takibi de çok önemlidir. Bu nedenle kaç kilo verildiği, ne kadarının yağdan gittiği, kas oranının ne kadar arttığı her hafta yeniden yapılan vücut analizi ve ölçümlerle belirlenir. Her hafta yapılan analiz ve ölçümler kişinin kendi otokontrolünü ve disiplinini sağlamak açısından da önemlidir. Ayrıca her hafta alınan analizlerin yorumlanması ve rakamsal farklılıkların gözlenmesi kişileri çok ciddi boyutta motive eder.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0