CHP'NİN GELECEĞİNDEKİ ÜÇLÜ

CHP’NİN GELECEĞİNDEKİ ÜÇLÜ

Değerli okurlarım; bugün ki köşe yazımda herkesi şaşırtan belki de bazılarının ‘’hadi canım sen de!’’ diye beni eleştirecekleri, kimilerinin de  ‘’bu adam rüya mı görüyor?’’ diye benimle dalga geçecekleri ya da halk deyimiyle beni tiye alabilecekleri ama bazı kesimlerce de ‘’Siyaset duvarın arkasını görme sanatıdır, bu adam bu güne kadar ne yazdıysa çıktı, yine bir bildiği vardır.’’ diyeceği siyaseten birilerine ters gelecek yazıyı kaleme almak istiyorum. Sevgili okurlarım; herkesin çok iyi bildiği klasik bir söz vardır. ‘’Siyaset, duvarın arkasını görme sanatıdır.’’ Daha bu günden 2023 yılı için her türlü senaryo uyarlanırken, bende yaklaşan CHP Kurultayı için öngörülerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. CHP’de çok önemli roller üstlenecek olan 3 ismi gerekçeleriyle sizlere aktarmaya çalışacağım. Bunlar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç SOYER, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan KARALAR, Bursa Nilüfer Belediyesi Eski Başkanı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı CHP tarafından elinden alınan Sayın Mustafa BOZBEY.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İMAMOĞLU Türkiye’de bütün demokratların, hak hukuk adalet diyenlerin idolü oldu. CHP’nin makûs tarihini değiştirdi. İktidar sarhoşu AKP’ye hiç unutulamayacak bir ders verdi. Şimdi siz diyeceksiniz ki ‘’Bu kadar başarılı bir belediye başkanı bütün aydınların, demokratların umudu haline gelmiş, halka dokunan bir Ekrem İMAMOĞLU var iken ne hikmetse CHP’de yukarda bahsettiğim 3 ismin öne çıkacağını yazıyorsun?’’ diye beni eleştirenleri görüyor gibiyim. Ben Sayın İMAMOĞLU’nu Türkiye’de ki tüm vatandaşlar gibi elimden geldiğince, yüreğim yettiğince, sosyal medyada her türlü algı operasyonu yaratarak destekledim. Benim gönlümde de herkes gibi geleceğin Cumhurbaşkanı adayıdır. Amaaaaa burası CHP. Birilerinin işine gelmezse, birilerinin uykuları kaçarsa, Türkiye’de doğal lider haline gelmiş Ekrem İMAMOĞLU’nun CHP’de yapılanmasına meşhur polit büro üyeleri acaba izin verir mi? İMAMOĞLU’nun CHP’ye damgasını vurması demek çoğu yetkilinin siyasetten el ayak çekmesini gerektirir. Bunun için biz bu konuyu fazla kurcalamayalım. İMAMOĞLU gönüllerin Cumhurbaşkanı adayı olarak kalsın. Yine Ankara’da çok büyük başarılara imza atan AKP’ye belediyecilik dersi veren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur YAVAŞ’ta ülkücü kökenden geldiği için CHP’nin yapacağı bu son Kurultay’da hiçbir etkisi olmayacak gibi. O zaman biz yukarıda bahsettiğimiz 3 ismin gerekçelerini sıralayalım.

Sayın Mustafa BOZBEY; 4 defa üst üste Nilüfer Belediye Başkanlığı yapmış ve CHP’de ders kitabı olarak okutulması gereken bir Belediye Başkanı olarak lanse edilmiştir. Son seçimde de Nilüfer Belediyesi’ni CHP’nin içindeki bazı yetkililere teslim etmediği ve yol arkadaşı Turgay Bey’e verdiği için CHP Bursa İl Başkanı ve maalesef CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan SARIBAL tarafından cezalandırılmıştır. Yani Bursa’da seçimi AKP kazanmamış, CHP kendi eliyle AKP’ye teslim etmiştir. Bu konuda çok ağır yazılar yazarım ama sadece basit bir örnek vereyim. Sayın BOZBEY, Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU’na ‘’Bursaya aday olurum ama İl Başkanı’nın değişmesi şart.’’ dediğinde onu anlamayanlar şimdi dizini dövsünler. Bursa seçimlerinde 763 sandıkta hiçbir CHP müşahidi yoktu. Buna yalan diyen varsa alnını karışlarım. Sayın BOZBEY’in bir Büyükşehir Belediye Başkanımız’a benim yanımda ‘’Başkan başkan bize militan örgüt lazım.’’ dediğinde ne kadar haklı olduğunu sanırım anlayan olur. Yine Sayın BOZBEY seçimlerden 1 yıl önceden Sayın Ekrem İMAMOĞLU’nu arayarak ‘’Ekrem, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı sensin.’’ dediğini birinci ağızdan yazıyorum. Ben kulis haberi yapmam. Bu kadar siyasi derinliği olan adam CHP Genel Merkezinde yani MYK’de olursa kimse şaşırmasın, yeri geldiğinde bununla ilgili daha detaylarını da yazacağım.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeydan KARALAR’a gelince; çok pragmatik, anında karar verebilen, gözü kara, tipik bir Çukurova insanı. Daha önceleri kendisiyle ilgili Adana’nın Nisan’ı da İnsanı da Sıcak isimli bir haber yapmıştım. Bunun akabinde Sayın Zeydan KARALAR’ın festival havasına dönüşen ‘’Adanaya gel, ciğerimi ye ciğerim’’ etkinliğini hiç unutmam. Sayın KILIÇDAROĞLU’nun yapmaya çalıştığı ve bence başarılı olduğu Millet İttifakı’nın özünü Sayın KARALAR sol kanat temsilcisi olarak aslanlar gibi yapmıştır. Yani Adana’da hiçbir sorun olmadan CHP’si, İYİ Parti’si, Saadet’i ve özellikle HADEP’i sorunsuz olarak bünyesinde topladığı, hiç kimsenin ummadığı ama bizim önceden ilan ettiğimiz %10 gibi bir fark atarak Adana’yı alması her babayiğidin harcı değildir. Adana’nın birleştirici gücü olmuş, Kürdü, Türkü, Fellahı, Arabı, Sünnisi, Alevisi, tipik Çukurovalısı’nı tabiri caizse hepsini bir kazanda toplayan siyaset ustasıdır. Adana seçimlerini sorunsuz alan bu kardeşimiz CHP’nin Kurultayında çok önemli bir rol oynayacak, onunla yoldaş olanlar, beraber yol yürüyenler çok üst düzey görevlerde olacaklardır. Ben bu konuda hayli iddialıyım. Bu güne kadar hiç yanılmadım. Yine dediğim çıkacak.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç SOYER her türlü engellemelere, her türlü dedikodulara, inanılmaz çamur atmalara rağmen Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmuştu. Daha adaylığı kesinleşmese de biz Sayın Tunç SOYER’i CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olacağını 2 ay önceden ilan etmiştik ve o zamanda bize belli gruplar tarafından tepkiler yağmış, şiddetle eleştirilmiştik. Oysa biraz siyasi öngörüsü olan, Sayın Tunç SOYER’in Belediye Başkan adayı olacağını herkes bilirdi. 2014’te şartlar gereği elinden alınan Belediye Başkan Adaylığı 2019’da deyim yerindeyse hak yerini bularak kendisine verildi. Pekiiii, bu adaylık kolay mı oldu? Kimler Tunç Bey’in yanındaydı? Hangi gruplar, sanatçılar, entelektüeller, STK’lar ve ismini saymakta unuttuğum diğer baskı grupları da Tunç Bey’in yanındaydı. Çok az insanın bildiği Tunç Başkan’ın Sayın KILIÇDAROĞLU ile özel yakınlığı ayrıca bugün ki Merkez Yürütme Kurulunda ki çok önemli insanlarla olan dostluğu bazılarının sanırım gözünden kaçtı. Şimdi biraz ayrıntıya girelim. Bunun meyvesi olarak da Tunç Başkan birinci atamalarını Genel Merkez ile tam bir uyum içinde yaptı. Yani üst düzey atamalar Genel Merkez ile varılan uyumlu mutabakatın sonucuydu. İkincil atamalar ise İzmir İl Örgütü ve diğer yetkililerle varılan mutabakat sonucu denge atamasıydı. Burada şunu kastediyorum; Tunç Başkan kendisine verilen yetkiyi ‘’ben bilirim, ben yaparım’’ edasıyla değil, Genel Merkez ile tam bir uyum içinde yapmıştır. CHP’nin Başkenti olarak kabul ettiğimiz tek patron Sayın Tunç SOYER’dir. Tunç Başkan kendi ekibiyle birlikte siyasette ki gaz sıkışmasını gidermiş, sevecen, tatlı diliyle, ötekileştirmeyen tavrıyla İzmir’de tam bir lider olma moduna girmiştir. Eksikleri yok mudur? Elbette vardır. Ama bu süreç her gün daha da güçlenerek devam edecektir. Bu güç, yapılacak kurultayda, genel merkezde kendini çok ağırlıklı olarak hissettirecektir. Ben dizayn kelimesinden hoşlanmam. Ama yukarıda belirttiğim bu 3 siyaset uzmanı Sayın Tunç SOYER, Sayın Zeydan KARALAR, Sayın Mustafa BOZBEY CHP’nin genel merkezinde ve kurultayında çook ama çoook etkili olacaktır. Çok etkili olacak derken diğer bazı siyasileri dışlamak istemiyorum, mutlaka onlarında etkisi olacak ama belirleyici faktör bu üçlü olacaktır. Biraz sabredin, ilerleyen zamanda daha da ayrıntılı bu konuyu işleyeceğim.

Yine iddia ediyorum; CHP’nin geleceğinde bu üçlü siyaseti son derece etkileyecektir. Bir düşünün kolaycılığa kaçmayıp nedenlerini biraz da siz araştırın. Haklı çıkmazsam beni en ağır biçimde eleştirin, bütün eleştirileriniz başım gözüm üstüne.

HOŞÇAKALIN.. SEVGİYLE KALIN..

YORUM EKLE
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0