CHP BORNOVA’DA DELEGE SEÇİMİNDE YAŞANANLAR

Değerli okurlarım bugünkü köşe yazımda CHP Bornova delegasyon seçimlerinde yaşananları sizlere izah etmeye çalışacağım. Bu yazıyı yazmadan önce pek alışık olmadığımız şekilde Ege Ajans’taki değerli ekip arkadaşlarıma ve kendime de hoş görünüze dayanarak paye çıkarmak istiyorum. Seçimden önce yaptığım analizin birebir örtüşmesi bir gazetecilik başarısıdır. Ben yazılarımı üzerimdeki ceketi çıkararak (elbette tarafım) objektif yazarım, hislerime kapılmam duygularıma yenilmem. Bana çalışmalarımda yardımcı olan, sahada birebir çalışıp birebir bilgi getiren ekip arkadaşlarımı kutlarım. Özellikle şunun bilinmesini isterim ki basın, hislerine kapılmamalı ve birilerinin gazına gelerek hiç izlemediği mahallelerin, tanımadığı yerler hakkında hiçbir öngörü sahibi olmazken garip başlıklar atmamalıdır ki dün sosyal medyada bazı internet medyalarının, ‘Rıfat Nalbantoğlu sandığa gömüldü’, ‘Selma Nalbantoğlu nakavt oldu’ diye çirkin başlıklar atarak taraf olması basın adına tam bir rezalettir. Elbette hepimizin gönlünden geçen birileri vardır ama biz taraf olmadan, birilerinin gazına gelmeden kimseyi yüceltmeden diğerlerini de hakir görmeden yazmalıyız. Sanırım bu cümlelerim kendine medya diyenlere cuk diye oturmuştur. Dün yapılan delege seçimleri demokratik bir yarıştır. Benim günlerce sosyal medyamda yazdığım gibi mavi de bizim kırmızı da bizim yeşil de bizim beyaz da bizim. Ayrıştırmanın bir anlamı yok. Kaybeden de bizim kazanan da bizim. Burada kaybeden kelimesi bile hoş değil. Karşılıklı bir demokratik mücadele olmuştur. Dün listede karşı karşıya olanlar bugün el ele kol kola girerek birlik ve beraberlik içinde olduğunu herkese gösterir. Onun içindir ki medyadaki arkadaşlarım bu tür işlerin içine girmemelidir. Madem gazetecisiniz sahanın içine girin, günler önce çalışmanızı yapın, analizlerinizi yazın. Yazdıklarınız seçim sonucuyla örtüşüyorsa kendinize paye çıkartın. Bunları yapacak yüreğiniz yoksa falan kazandı filan kaybetti diye ucuz başlıklar atmayın. Rahmetli İnönü’nün bir deyimi aklıma geldi ‘HADİ CANIM SEN DE’.

Kazım Dirik mahallesinde seçimin dengede olduğunu yazmıştım. Burada bir listenin 30-40 oy farkla seçimi alacağını beyan etmiştim. Burada enteresan şeyler oldu. Cumartesi günü olmazlar bir araya geldi, olurlar olmaz oldu. Bunun sonucunda mavi listede yer alması beklenenlerin beyaz listeye geçtiğini gördük. Beyaz listede olacağını tahmin ettiğimiz bazı kişilerin aniden mavi listeye gittiğini gördük. Günlük hayatta yan yana bile gelemeyenler orada birleşti. Ve ben seçim merkezine gittiğimde yaptığım görüşmede mavi listenin 50 oy civarında bir farkla kazanacağını bazı dostlarıma fısıltı halinde söyledim. Seçim devam ederken orada aleni görüş belirtemezdim. Yaptığımız analizde de olduğu gibi mavi liste kazandı.

Yeşilova’da tek liste olacağını Ramadan Güler ve Erkan Güler’in sürdirek seçimi alacağını yazmıştım. Cumartesi günü aniden Melek Kartal kardeşimiz liste çıkardı. Bu da onun demokratik hakkıdır ama yazımda belirttiğim gibi çok büyük farkla yeşil liste yani Erkan Güler ve Ramadan Güler kazandı.

Rafet Paşa mahallesinde yıllardır Efkan Muhtar’ın bir üstünlüğü söz konusuydu. Bu sefer karşısında Hasan Boyacı çok ciddi bir rakip oldu. 5 oy gibi bir farkla Efkan Muhtar listesi kazandı. Daha önce ‘Efkan Dikkat’ diye ikazımızın ne kadar haklı olduğu çıktı. Yani hiçbir şey çantada keklik değil.

Çınar mahallesinde tek liste oldu. Yıllardır aktif politikada bulunan ve Aziz Kocaoğlu’na yakınlığı ile bilinen Şaban Hünkar listede yer alamadı.

Barbaros mahallesinde seçimin dengede olduğunu hatta bana Muammer Atasever’in listesi banko diyen dostlarıma, ‘Yanılıyorsunuz, Onur Koçanalı’nın listesi hayli ciddi ve iddialı. Seçim kafa kafaya, azami farkın 5-10 oy arasında olacak’ dediğimde bana ‘Amma abartıyorsun abi’ diye alaycı bir gülümsemeyle yaklaşan politikacı geçinen dostlarıma diyorum ki “Siz bizim siyaset okulumuzda biraz öğrencilik yapmalısınız” ve dediğim gibi 8 oyla Onur Koçanalı kazandı.

İnönü mahallesine gelirsek sayın Sabri Çam’a bu sefer işinin zor olduğunu, karşılarında çok ciddi bir muhalefet bloğu oluştuğunu yani seçimin çok rahat olmayacağını belirttiğimde bana, ‘Geçen sefer 200 oy fark atmıştım şimdi de en az 150 oy fark atarım’ demişti. Ben de kendisine arkadaşlığımızdan dolayı “Sabri, Öner Baş’la burada banko gözüküyorsunuz da bırak 150 oyu. Katılım çok yüksek olacak, ben 40 oy gördüm” diye kendisine söyledim. İnanmayanlar olabilir, hayali yazıyorsun diyenler olursa aramızda geçen bu konuşmanın telefon kaydını kim arzu ediyorsa dinletebilirim. 40 oy dedim sanırım 50 küsur fark oldu.

Evka 3, en çekişmeli en ilgi çeken günlerdir sosyal medyada tartışılan liste çıkaranların birbirini iş aş vaatleriyle eleştirdikleri, kimilerinin diğerine ikna odası kuruyorsunuz suçlamaları, diğer listenin belediyenin imkanlarını kullanarak iş aş kuruyorsunuz eleştirileri burada çok ciddi bir çekişmenin olacağının göstergesiydi. Yukarıda belirtiğim iş aş vaatleri, ikna odaları vaatleri siyasette çirkindir. Bu tüs suçlamalarla birbirimizi yıpratmayalım. Sonuçta hepimiz birbirimize lazımız. Mavi listeyi Ramazan Kılıç ve Halit Aksu’nun sürüklediği bu iki arkadaşımızın çok ciddi ağırlığı olduğunu gördük. Beyaz listede sayın Selma Nalbantoğlu’nun önderliğinde gerçekten çok ciddi çalışma yapılmış. En sevindirici tarafı ise gürültü patırtı çıkmadan medenice seçimin bitmesiydi. Burayla ilgili yaptığım analizde çok çekişmeli geçeceğini, Polatların listesi olarak gözüken (kamuoyunda böyle adlandırılan) mavi listenin bir tık önde olduğunu, ibrenin beyaz listeye de aniden dönebileceğini yani göğüs göğüse bir mücadele olacağını belirttik ve son derecede haklı çıktık. Oy kullanılırken saat 2 civarında Evka 3’teki seçim alanındaydım. İlk gözlemlerim 12-15 oy oranında mavi listenin önde gittiğini, sayın Mustafa Polat’a söylemiştim. Ama saat 4’den sonraki katılımlar dengeyi bir anda değiştirdi. Burada ismini açıklayamayacağım çok değerli partili arkadaşlarımla bir kafede oturup seçim sonucunu değerlendirirken bu sefer beyaz listenin bir tık öne geçtiğini söyledim. Aldığımız bilgiler bu yöndeydi. Sonuç 3 oyla mavi liste kazandı. Yani boşa analiz yapmamışız. Diyorum ki gazeteciliği bırakıp acaba seçim sonuçlarını tahmin eden bir araştırma şirketi mi kursam?

Özellikle şunun bilinmesini istiyoruz ki ayrışmaya ötekileşmeye yer yok. Bu işin kaybedeni yok kazanan CHP’dir. Kimse kimseyi suçlamasın, kimse zafer kazanmamıştır, kimse mağlup olmamıştır.  Hepimiz birleştirici bir dil kullanmalıyız. Sözlerimize, eylemlerimize dikkat etmeliyiz. Bu bir demokratik yarıştır.

Birlik mahallesinde yine enteresan bir sonuç demeyeyim ama tahminleri şaşırtan bir seçim yarışı oldu. Medat Şenay’ın listesi favori gözükürken, Adnan Hocaoğlu’nun listesi ipi göğüsledi. Burada da Adnan Hocaoğlu için kaybeder diyenler sanırım yorumlarını hislerine kapılarak yaptılar. Çiğli’den gelen kayıtları hesaplayabilselerdi Adnan Hocaoğlu’nun kazanacağını tahmin ederlerdi. Kalan diğer mahallelerin de detaylı şekilde hafta içinde analizini yapacağız. Seçimler bittikten sonra yine on ikiden mi vuracağız yoksa yanılacak mıyız onu da göreceğiz.

EVET, MAVİ BENİM YAŞAM BİÇİMİM AMA MAVİ DE BENİM KIRMIZI DA BENİM BEYAZ DA BENİM YEŞİL DE BENİM.

HOŞÇAKALIN, SEVGİYLE KALIN…

YORUM EKLE
google.com, pub-5691823233856454, DIRECT, f08c47fec0942fa0