CHP BAYRAKLI’DA NELER OLUYOR?

Değerli okurlarım, bugün ki köşe yazımda Bayraklı CHP İlçe’de yaşanan ve kamuoyunda büyük infiale neden olan disiplin sürecinin perde arkasını sizlerle paylaşacağım.

Günlerdir sosyal medyada ve kamuoyunda Bayraklı Kurucu Belediye Başkanı Sayın Hasan KARABAĞ’ın belediye seçimlerinden önce yaptığı konuşmaya istinaden başlatılan disiplin soruşturması ortalığı hayli karıştırdığı gibi gerginliğe neden oldu. Bu olayı savunan belli gruplar var iken diğer tarafta da Sayın Hasan KARABAĞ’a yürekten bağlı kadroları sosyal medyada İlçe Başkanı Sayın Cemalettin ALPERİ isim vermeden ama O’nu tarif ederek çok ağır kavgada bile söylenmeyecek sözlerle eleştiriyorlar. Bu eleştirilerin boyutu o kadar büyük ki ortalık çok karışacak. Yani bu hamur bu suyu kaldırmaz. Şimdi biz bu olayların neden olduğuna değinmeye çalışalım.

Sayın Hasan KARABAĞ Belediye Başkanı seçimlerinden önce (31 Mart’tan önce) CHP’yi suçlayan benim de tasvip etmediğim çok ama çok ağır eleştirilerde bulunmuştur. O gün ki şartlarda bu konuşmayı niye yaptı bilemiyorum ama bence talihsizlikti. Bu CHP’yi şiddetle eleştiren bu konuşmalara (kayıtlarda mevcuttur) ses çıkarmayan, en azından eleştirmeyen yetkisi olmadığı için disipline veremeyen İlçe örgütü sessiz kalmıştı. O gün ki şartlarda bu konuşmalara sessiz kalanlar ne oldu da seçimler bittikten sonra Sayın KARABAĞ’ın Belediye Başkanlığı sıfatı bittikten sonra yani Sade Üye konumuna düşünce hangi güçlerin etkisi altında kalarak (kimlerin düğmeye bastığını ben çok iyi biliyorum, yeri geldiğinde bu konuyu isim isim yazacağım) disiplin soruşturması başlattı. Aklınız başınıza yeni mi geldi? Burada dikkat çeken iki tane durum vardır. Bunu da biraz açalım.

Sayın KARABAĞ ben arkadaşımdır. Dün de arkadaşımdı, bugün de arkadaşımdır. Kendisini zaman zaman diğer partililerimiz gibi ikaz ederek ‘’Hasan Başkan ilçe yönetimine liyakatlı, parti terbiyesini almış, parti kültürüne ters düşmeyen, partiyi çıkarları uğruna kullanmayan, ahlaken toplumda kabul görmüş insanları neden değerlendirmiyorsun’’ dediğimde ‘’malzeme bu’’ demişti. Oysa malzeme bu değildi. Kendi isteklerini koşulsuz yerine getirebilecek kendine bağlı, hiçbir isteğine karşı çıkmayan bir ilçe dizayn etmişti. Şimdi bütün belediye başkanlarımıza ders olsun. Dün kendinize biat eden ilçe yönetimlerini orantısız güç kullanarak iş başına getirirseniz halk tabiriyle ‘’Keser döner sap döner, bir gün gelir dün olduğu gibi hesap döner.’’ En üzüldüğüm taraf sizi hiçbir liyakatınız olmadığı halde yani yönetimde olabilmenin kriterlerine kaçınız sahiptiniz ki? Hak etmediğiniz halde yönetimlere geldiniz ve sizi getiren kişiye de kusura bakmayın, ihanet demeyeyim ama yanlışın Elhamdüllilah’ını yaptınız. Sizler Hasan Başkan’ı disiplin sürecinde istifa ederek ‘’Bu adam bize ekmek verdi, iş verdi, bizi yönetici yaptı’’ bu yaptıklarını inkar edemeyiz deyip istifa edip ‘’Biz bu karara ortak olamayız.’’ demediniz ya da diyemediniz. Sizi bu makamlara getiren Hasan KARABAĞ’a vefasızlık yaptınız. Yarın aynısını Serdar Başkan’a yapmayacağınızın garantisi var mı? İki dönem krallar gibi yaşayın, kral öldü yaşasın yeni kral deyip Serdar Başkan’ın eteğine sarılın da; Ege Ajans olarak sonsuz ve beklentisiz destek verdiğimiz Serdar Başkan’ım bu öyle bir büyük örnektir ki sanırım seni çok dikkat etmen gerekir. Dün ona yapılanlar yarın da sana yapılır hiç şüphen olmasın.

Cumhuriyet Halk Partisi’ni hiçbir kişi veya kişilerin yıpratma hakkı yoktur. Sosyal medyada yazılanları ve şahsıma iletilenleri (ben belgesiz yazı yazmam) eğer yazmaya kalksam inanın çoğu insan sokağa çıkamaz. Bu nedir kardeşim? Ahlaktan mı bahsetsem, yolsuzluktan mı bahsetsem, iş bilmezlikten mi bahsetsem, geriye dönük meclis üyelerinin yazımından mı bahsetsem, aşk meşk ilişkileri zaten benim konum değil, bu lafları duymaktan zaten iğreniyorum ya daaa cinsel tacizlerden söz etsem mi acaba? (aklınıza gelecek her türlü tacizden bahsediyorum.) kimin, kimlerin hakkı var CHP’yi böyle çirkin söylemlerle muhatap etmeye? Onun içindir ki sorunlu makamlar, hepiniz aklınızı başınıza alın. CHP sizin değil, hepimizindir. Hepiniz dikkatli  olmaya, sorumlu davranmaya mecburuz. O zaman Sayın Belediye Başkanımız Serdar SANDAL kardeşime bir öneride bulunmak istiyorum. İster dikkate alır isterse almaz. Ama beni hafife almayın, ben başöğretmenim. Hayali analiz yapmam. İki dönem belediye başkanı olmak istiyorsan ki bende bu konuda senin yanındayım, beklentisiz destek vermeye devam edeceğim. Öyle bir ilçe yönetimi olmalı ki; herkesi kucaklayan, kıyıda köşede unutulanları ya da küstürülmüşleri, küskünleri, sen ben o ama fakat lakin demeden herkesi kucaklayan, düzgün ahlak sahibi, liyakatli, biraz okumuş, biraz da ağzı laf yapan, imar ve rant yolsuzluğuna bulaşmamış, tenezzül etmeyen ve de yetkisini aşıp belediye başkanına tahakküm etmek istemeyen o kadar çok partililerimiz var ki istersen bulursun. Yani öyle bir ilçe başkanı istiyorum ki ilçe başkanı sıfatını belediye başkanına yalakalık yapmayacak, konumunu bilen, haddini aşmayan, belediye başkanıyla takışmayan ama kendi asli görevinden taviz vermeyen bir başkan arıyoruz. Öyle bir belediye başkanı istiyoruz ki geçmişte orantısız güç kullanarak kendine tabi  bir ilçe yaratmak istemesin. Belediyenin imkanlarını kullanarak iş aş tehditiyle örgüte baskı yapmasın. Örgüt özgür iradesiyle başkanını seçsin. Elbette belediye başkanlığında gönlümden geçen birileri vardır. Biz buna saygı duyarız. Bu kriterleri taşıyan birilerini sayın başkan örgüte sunarsa önce ben var gücümle desteklerim ve ellerim kızarıncaya kadar alkışlarım.

Baş Öğretmen;

HOŞÇAKALIN, SEVGİYLE KALIN.