Değerli Okuyucularım, bugünkü köşe yazımda 1 Mayıs İşçi Bayramına değinmek istiyorum. her yıl 1 Mayıs geldiğinde özellikle sosyal medyalarda mangalda kül bırakmayan, popülist paylaşımlar yapan, sahte klavye devrimcilerine rastlamak artık olağanlaştı. Oysa 1 Mayıs İşçi Bayramının anlamı çok farklı anlamlar taşır. 1 Mayıs sadece o gün davul zurnayla kutlanan, halaylar çekilen, oyunlar oynanılan, amaaaaa ertesi gün nedense hemen unutulan bir bayram olmaması gerekir. İşçinin alın terini, özverisini, ilkel koşullarda çalışmasını ve emeğinin karşılığının alınamadığını bilemeyenler, 1 Mayıs'ı deyim yerindeyse Lay, loy, lom olarak kutlarlar. 1 Mayıs emeğin, emekçinin yani proletaryanın hak, hukuk ve yaşam mücadelesini verdiği kavganın bir ürünüdür. Artık değer nedir bilmeyenler, üretimin Emek sınıfının olmadan yapılamayacağını bilmeyenler yada bilmek istemeyenler, 1 Mayıs'ı kavrayamazlar.

Yıllardır bu mücadeleyi veren,baskı, zulüm, dışlanma ve işkencelere maruz kalan ve bu yolda Şehir olanlara Allah'tan rahmet dilerken, bu mücadeleyi halen her türlü mobinge maruz kalmasına rağmen sürdüren emekçi arkadaşlarımıza hakkını teslim edelim. Kendilerine de bir Devrimci selamı gönderelim. Emekcisiz bir hayat meyvesiz bir Ağaca benzer. Öğrencilik yıllarımda çoğu üniversite öğrencisi gibi bir şeyler üretmeye,yazmaya, karalamaya çalışırdım. 1977 yılında yazdığım bir dörtlük elime geçti. O zamanlar şunu diyordum;

Bir Oğlum olacak, adı Temmuz,

Sıcak mı Sıcak, Kızgın mı Kızgın,

Hırçın mı Hırçın,

Ben emeğimi satarak yaşıyorum,

O fikirlerini satacak,

Oğlum Benden de Proletör

Aynı düşünceler içinde Güzel Hatunu ve Parayı bulunca, Solculuğunu unutan, çakma solculara da diyorum ki "NE GÜZEL HATUN, NE DE PARA, EMEKTEN YANA OLAN TAVRIMI ASLA VE ASLA DEĞİŞTİREMEZ".

Sol yanımdan gürleyen sesimden diyorum ki oportünist olmadan Popülizm yapmadan, emekçiden yana olan tüm herkese selam olsun.

Hoşça Kalın,

Sevgiyle Kalın.